türkiye de kişiler popoliterligini yükseltmenin yolunu çogu zaman dine yada dindar kesime laf atmak hatta cesur iseler küfür ve hakarete kadar götürerek başarırlar. mahallede bu durum farklılıgı, okulda ilerici modern genç tipini, yazar yada düşünür ise aydınlıgı kısa zamanda saglar. bu kısa yoldan bir genç kızcağızımızın tüm basına haber verip meclis önünde anadan dogma soyunup saf temiz körpecik bedenini teşhir etmesine benzer. kız artık sesini duyurabilmiştir. kız artık bu kapitalizm agalarına bende varım diyebilmiştir. farkındalıgın farkına varmıştır artık. o artık bir şöhrettir, ve vucudunu herkese değil sadece bir kaç sermaye babasına özel olarak sunması yeterlidir örneğinden çok farksız değildir turan dursun.
turan dursun yıllarca müftülük yapmasına ragmen hiç kimse tarafından tanınmamıştır fark edilmemiştir. ne zamanki islama olan düşmanlıgını, aile ve toplum baskısından kurtulup beynindeki düşünceleri çıkarmasıyla o zaman türkiye hatta dünyada bir aydın olarak toplumun önüne serilmiştir.
şimdi sorulması gereken
-acaba hz peygamberin eşlerine laf atmadan önce bu kişi kaç kişi tarafından tanınıyordu?
-hz peygamberin şahsına hakaret etmeden evvel bu kişi hangi basın yayın organı tarafından büyük aydınımız diye toplumun önüne atılıyordu?
-acaba bu kişi allah a ve kitabına laf atmadan önce kimler tarafından pohpohlanıyordu?
-acaba bu gün onu göklere çıkaranlar, müftülük dönemlerinde kaç kez muhabetine katıldı?
düşünülmesi gereken şu ki; islam a hakaret türkiye de basın yayın ve belirli kuruluşlar tarafından desteklendiği için ne yazıktır ki kişiler kendi özlerinden uzaklaşıp birilerinin sözcüsü olarak ileri atılıyorlar. toplumu ve toplumun değerlerine sürekli aşagılayıcı sözler sarf eden ne yazıkki toplum içinde büyük ayrışmalara neden olur. bazen devlet tarafından bazende bunu kendine bir hak sayan, toplum içinde birileri tarafından öldürülüp kutsallaştırılmaya kadar götürebiliyorlar.
-allah a inanıyormusun
-yok ben tursanı kabul ediyorum
