bu ülkede bazen bir iki allah kelamı etmekle eşdeğerdir.
sadece ben miyim böyle düşünen bilmiyorum ancak okula başlamamızla birlikte zorla sevdirilmeye çalışılan bir atatürkle tanışmak, onun kahramanlıklarını dinlemek, bir ülkeyi baştan yarattığına inanmak(!), düşmanı denize döküşünü gözümüzde canlandırmaya çalışmak ve giderek tanrılaştırılan bir atatürke sahip olmak. sonrasında peygamber ile doğum tarihlerini, annelerinin isimlerini karıştırmak.
sürekli olarak öğretmenlerinden osmanlı padişahlarının ne denli haysiyetsiz(!), deli oduğunu, sarayda gününü gün ettiğini dinlemek, osmanlıyı yerin dibini sokmak. sonra ikileme düşmek bunlar değil mi bizim atalarımız diye düşünürken, kanınla, canınla, töre-adedinle, kültürünle onlardan izler taşımak, ama sevgi besleyememek.
senelerce televizyonlarında, gazetelerinde nerede dinle hasbel kader ilgili birisi olursa anında yaftalamak, yobaz, gerici, dinci, örümcek kafalı demek.
bilemiyorum bize mi özgü insanoğlunun genel yapısı mı, her zaman çok övülene değil çok dövülene kendimizi yakın hissedişimiz.