2008 yılı hazıran ayında başıma gelen hadisedir. tek dersim doluyken her hatırladığımda kendisini cehennemin dibine yolladığım istatistik analiz hocam sayesinde okulumu bitirme tarihim mart 2009 olmustur. o an yaşadığım durum hayatımın belki de en berbat anlarından biriydi. ölmek istenilen anlar olur ya hani işte o an gerçekten ölmek istedim.
dışarıdan bakıldığında yarım dönem gibi gelen zaman tam olarak insan hayatından neler götürüyor ancak yaşayan biliyor. mezuniyet tarihim tam olarak tam 10 ay gecikmişti. bu gecikmenin içinde ekonomik krizle gelen işsizlik eklenince gözümden akan yaşlar ırmaklar oldu. zordur mezun olacakken tek ders yüzünden kalmak. hayatını ertelemektir, duygularının yer değiştirmesidir. mezuniyetini ağlayarak söylemektir herkese. iş bulamamktır bir süre. gec kalmamak için hayata yurt dışına gidememektir. okuldan nefret edildiği için yüksek lisans yapamamaktır. neyin bedeli diye isyan etmektir. arkadaşların mezun olup hayatlarına çeki düzen verirken sen hala iki kıytırık dersin hemde çalışma hayatında işine yaramayacak olan bedelini her olumsuzlukta beynindeki sinir hücrelerini öldürerek ödemektir.
her gün bir işim olduğu için şükretsemde elimden kayıp giden hayallerim aklıma gelince içimde bir yerlerim hep ağlar gizliden gizliye. çünkü hiç bir gidiş zamanın gidişi kadar acıtmıyor insanın içini.