her normal insan gibi çıkarını düşünen insanlar topluluğudur.
fuhuş yapanı, kadın satanı olduğu gibi allah yolunda zikredeni, harama el uzatmayanı da vardır. bunların hiçbirinin oranı da diğerine baskın değildir.
örneğin antalya ve çevresinde turizmci nurcular birbirlerinde çalışan yabancı bayan elemanları birbirlerine göndererek nurculuk hizmeti yürütürken kütahya daki nurcular evlerde toplanıp müspet dini sohbetler yaparbilirler. hepsinin tek ortak öğesi ise nurcu olmalarıdır.
kendi içlerinde ticareti sık tutmaya çalışırlar bu sayade komünüter bir ticari zihniyetle kalkınırlar. sosyal engerek nedeniyle basın-yayın, iş ve ekonomi çevreleri edinmeye çalışmış ve de başarılı olmuşlardır. bu zümreye hizmet vermek vaya mal satmak isteyen insanlar da gerek isteyerek gerekse istemeyerek nurcu olmuşlardır. gelinen son noktada ise dev bir ekonomik-ticari çember ve bu çemberde barınan iş-sanayi-ekonomi-sosyal çevreler bulunur. hepsinin ortak paydası din gibi görünse de aslında gerçek sadece ve sadece çıkardır.
risale-i nur ve said meselesi ise sadece bir çimento... aslında başlangıçta insanları belli öğeler etrafında toparlayabilmek için öne atılmış ve bu oluşum başarılı olduktan sonra da pek umursanılmamış bir ögedir. bugün neredeyse peygamber efendimizden daha üstün tutulan, islamın kitabı kuran-ı kerim den daha ehemliyet verilen said risalesi işini iyi derecede becermiştir. bu konudaki tartışmalarda öne atılan ***efendim ama risale-i nur kuranı anlatan bir eser yok kuranın tatamlayıcısı...*** saçmatalarının da artık yalan olduğu, gerçek din bilginleri tarafından yumuşak bir üslupla dile getirildiği biliniyor. ama yine de bu gerçeği apaçık açığa çıkartmanın sisteme büyük zarar vereceği üzere ya üstü örtülü ya da hiç dile getirilmemesi isteniyor.
her şeyden öte insanın öteki dünya için bu dünya da yaptığı her şey sadece ve sadece kendi için... işte bu kuram nurcular tarafından biraz evrim geçirmiş gibi görünüyor ama darwin evrimi değil tabii...