Ferişte geldi aklıma.
insanların, tahlil edilmek için bekledikleri o soğuk hastahane koridorunda tanışmıştık onunla.
o da kanserdi, iki de çocuğu vardı, onu da kocası terk etmişti hastalığını öğrenince . çocukklar ferişte de kalıyorlardı ve babaları olacak adama biyolojik baba diyorlardı.
anlamadığı müzikleri dinlemek, bir de dertlerini sokak kedileriyle paylaşmak, dinlendiriyordu ferişteyi.
o gün, o günden sonra bir hafta daha amansız bir ağrının adı oldu ferişte başımda .