"yanlış zaman, yanlış insan" diyor..
"yürekli olmadan meydan okumadan yaşanmaz aşk" diyor..
"özlemin içimde yine seni büyütür diyor" hatun..
nasıl bir tasvir yeteneğidir bu, nasıl bir gerçekliktir. nasıl bir kıvrandıran sancısı vardır özlemin.
nasıl yakar, nasıl adamın ağzına....
özlüyorsun onu, ve çoğalıyor içinde.. fakat hayatında azalıyor hatta sen onun hayatında yoksun bile.. ama o senin başrolün..
aşk bizi neyliyor, neylerse çok eyliyor..
çok aşık, çok özlemiş, çok şapşal, çok hırslı, çok yılmış..
azalmayı özlüyorum muntazaman, ve bu şarkı bana çoğaldıkça bittiğim günleri hatırlatıyor..
çok mu subjektif oldu? şu bilgiyi sıkıştıriyim araya o zaman; bu şarkının bestakarı bizim bir tanıdığımız*, ve babam anlatırdı, bu şarkının sözleri eline ulaşınca adam önce bir irkilmiş.. ben böylesine gerçek sözlere nasıl bir beste yaparım.. o ruhu nasıl taşırım diye.. yıldız tilbe ile konuşmuş ve yıldız tilbe demişki "siz o ruhu hissetiyseniz yapacağınız besteden hiç şüphem olmaz"
o ruhu hissetiyseniz, o aşk geçtiyse size; çoğaldığınızdan hiç şüphem olmaz..