babanın peşine takılıp meraktan cuma namazına gittiğimiz zamanlar. küçüğüm yani. namaz daha başlamamış, vaazı dinliyorum. imam böyle bir şey dedi:
"hayır için yapılan yarışlar vardır ve şer için yapılan yarışlar vardır. siz hayır için yarışanlardan olun."
düşünmeye başladım. "nasıl olur? bildiğimiz yarışlar hayır veya şer için mi? peki şer içinse neden izin veriyorlar? o kadar pistler kurup masrafa giriyorlar? acaba hangi yarışlar şer için? monaco mu mesela? orda gazino virajı* var çünkü. gazinolarda da rakı içiyorlar. günah filan yani." o zamanlar formula 1 pilotu olmak isterdim. imamı yanlış anladığımdan günaha girmek istemedim ve vazgeçtim (yoksa kesin olcaktım yani). aklıma o kadar kötü işlemiş ki, imamın aslında öyle demek istemediğini daha az önce anladım. valla (töbe töbe şakadan yemin ettim, dinimiz amin). işte bir yanlış anlama hayatımı böyle değiştirdi.
zaten vaazı dinlerken ayaklarım uyuşmuş, bu kafa karışıklığının üzerine bir de namazda düştüm.