öncellikle kötüleneceğini bile bile bu entryi giriyorum ama belli mi olur belki bir kaç mantıklı insan çıkarda kara cahilliklerinden vazgeçerler. şimdilik şunda anlaşalım bilim tanrıyı araştırmaz, varlığını yokluğunu ispat etmek için çaba harcamaz. buna bilinmezcilik denir ve bilim yalnızca bu evren üzerindeki olguları ispat etmeye çalışır. aksi halde bilimin metafizikten farkı kalmazdı ya da newton'un teorilerindeki gibi mekanikleşirdi. fakat bunlardan hiç biri değildir bilim. şimdilik bunu anlamaya çalışalım.
evrim teorisine gelicek olursak; sanıldığı gibi evrim teorisinde insanların maymunlardan geldiği söylenmemektedir. sadece insanlarla maymunların ortak birer ataları vardır; primatlar. onun içinde gidip aynaya bakmaya gerek yoktur, anlayamazsınız aynaya bakmayla. görüldüğü gibi insanlarla maymunların ataları ortaktır yalnızca bunlar 40 milyon yıl önce yaşamışlardır.
insanlarla maymunlarda olduğu gibi bütün türlerin birer ortak atası vardır. dünya üzerinde öncelikle "RNA" adı verilen tek zincirli moleküller ortaya çıktı. RNA tüm canlılarda ortaktır ve var olmak zorundadır. C,H,O ve N birleşiminden oluşur. daha sonra rna gelişerek çift zincirli DNA oluştu. bunlar uzun zaman sonra birleşerek kendilerini koruması için gerekli olan bir kalkan inşa ettiler. buna hücre zarı denilecekti ve bununla beraber bu hücremsi yapı bir takım kimyasal tepkimeler vermeye ve sentez işlemleri yapmaya başlamıştı bile. ve bilinen ilk hücreler ortaya çıktı. o kadar ilkellerdi ki yalnızca kimyasal tepkimelerden oluşmaktalardı. daha sonra hücreler kendi aralarında birleşerek çok hücreli canlılar oluşturmaya başladılar. bunlarla beraber omurgasız türler ortaya çıktı. bunların bir takımı karaya çıktılar ve omurgalı türler ortaya çıktı sonra dinazorlar falan filan işte. tabi bir takımıda suda gelişti omurgalıların. kısaca hikayesi budur evrim teorisinin.
evrim teorisini oluşturan lamarck'tır. daha sonra bunu geliştiren ise darwindir. darwin lamarck'ın bazı görüşlerinide reddetmiştir. ona göre evrim şansla olmamaktaydı. belli ortam şartlarının oluşması gerekmektedir. ve doğada güçlü olan tür güçsüzü ezer ve güçlü olan tür yaşar. güçsüz ise ya yok olur ya da bir şekilde evrilir.
şimdide bu evrilmenin çok düşük bir ihtimal iddialarına gelelim. evet çok düşüktür. 1/10 üzeri 960 bir ihtimal bile olabilir, tamamen uyduruyorum şuan rakamı. fakat bazı sivri zekalılar çıkıp "yahu kardeşim işte çok düşük ihtimalli 0 işte demekki" diyor. ben de diyorum ki onlara " yahu kardeşim sanki 1/n gibi bir dizinin sonsuza giderken ki limitini alıyorsun da n 0'a yakınsıyor işte o yüzden olma ihtimali 0'dır diyorsun" derim. bunca matematik okumuş kişi bilir ki bir olasılığın olma ihtimali çok düşükte olsa olma ihtimali vardır. zaten olasılık hesabıda 1 ile 0 aralığında yapılabilir yani en fazla olma ihtimali 1'dir. o zaman neden bu kadar kasıyorlar anlayamıyorum bunların olma ihtimali olma çok düşük diye.
ayrıca teori olmasının nedeni bazı sorulara cevap verememesidir. fakat bunun nedeni dünyanın bazı dönemlerinin hala bilinememesidir. ancak yeni kanıtlar bulundukça ispat edilebilir. bu tıpkı big bang gibidir. bing bang'de ispat edilememiştir hala matematiksel hataları vardur, fakat teori denmemektedir. çünkü neden? bu arkadaşlarımızın işlerine gelmemektedir. bilimi dini konuulara alet etmek istemekdirler. fakat bilim bir ideolojinin yansıması için değildir, yalnızca insanlık içindir.
toparlamak gerekirse; insanlar maymunlardan gelmemiştir, ortak bir atadan gelmişlerdir. yani bilip bilmeden konuşmayalım değil mi arkadaşlar?
(bkz: girilen entryinin eksi oy yağmuruna tutulacağını bilmek)