üç istanbul

entry21 galeri
    7.
  1. 3-mütareke istanbul'u : yıl artık 1918'dir. savaş bitmiş, mondoros mütarekesi imzalanmıştır. artık adnan işgal kuvvetlerince aranan bir kaçaktır. parası bitmiş,çevresi boşalmış, sağlığı da gün geçtikçe kötüleşmeye başlamıştır.

    belkıs'a gelince, o hala çay partilerinin ve baloların aranan ismidir. gittiği bir davette ülkesindeki bolşevik ihtilalinden kaçarak istanbul'a gelen Rus Prensi Sergey ivanoviç Nebinski ile tanışır. prens bir morfinmandır ve en son karısını morfin parası bulabilmek için satmıştır. tabii belkıs bunları başta bilmez. adamın bir soylu olması onu çok etkilemiştir. taşralı bulduğu ve kendisinden hep utandığı adnan'ı terkeder ve prens Nebinski ile evlenir. çok geçmeden parasızlık, dayak ve hakaretler başlar. belkıs'ın eski halinden eser kalmamıştır. kocası morfin temin etmesi için sürekli kendisinden iş bulup çalışmasını istemektedir. belkıs sonunda pes eder ve çalışacağını ancak bunu başka bir ülkede yapabileceğini söyler. herkes ne der hakkımda diye düşünür. amerika'ya yerleşmeye karar verirler.

    küçük bir otel odasında sefalet içinde yaşamaya mahkum olan adnan'ın aklına, sultan hamid'e muhalif genç bir idealistken yazmaya başladığı ancak paraya para demediği zamanlarda yazmayı bıraktığı romanı gelir. biraz da yapacak başka bir işi olmamasından dolayı tekrardan yazmaya başlar. artık iyice yeise kapıldığı ve otel parasını bile ödeyemeyecek duruma düştüğünde mısır'lı prens hasan gelir kendisini ziyarete. adnan'ın durumuna acıyarak beraber konağına gitmeye ikna eder. süheyla, prens ve prensesin yakın dostu olduğu için adnan'la yolları kesişir. babasından kalan mirasla durumu oldukça iyi olan süheyla'nın yıllar önce dedikleri çıkmış ve acınacak bir durumda olduğu an nihayet tek aşkı adnan'la evlenmiştir. çok geçmeden hamile kalır.

    kendisini toparlayan adnan çok geçmeden bir avukatlık bürosu açar yine. ama ne gelen vardır ne giden. eskiden iyi bir avukat olduğu için kendisini seçtiğini düşündüğü insanlar oysa sadece devrin adamı olduğu için kapısını aşındırmışlardır. milli mücadele bitmiş vatan kurtulmuştur bu arada. bir yanı hala kendisine verilecek vazife bekler,ara sıra kalpağını çıkarıp takar ve aynada öylece kendine bakıp dalar.

    gelelim benli uşak ahmet'e. ahmet bu kez belkıs'ın kuzeni cevat ve sevgilisinin -adnan'ın arkadaşı moiz'in karısı. moiz o sırada italya'ya kaçmıştır- evinde çalışmaktadır. içten içe evin hanımına aşıktır. birgün kadın sevgilisinden dayak yediği sırada ahmet cevat'ı öldürür. nihayet adnan'a bir dava gelir. cevat'ın annesi oğlunun katilinden hesap sorması için kendisine gelmiştir. ahmet'in avukatı ise adnan'ı en baştan beri hiç sevmeyen sakallı vasfi'dir. vasfi bu davayı ahmet'in adnan'ın oğlu olduğunu öğrendiği için üstlenmiştir adnan'a olan kininden dolayı. adnan davaya oldukça iyi hazırlanmış ve ahmet'i ipe yollamasına çok az kalmıştır. tam bu sırada sakallı vasfi yapacağını yapar konuyu ahmet'in piçliğine getirir,annesinin adını verir. adnan o sırada anlar karşısındaki genç adamın yasak aşkı macide'den olan oğlu olduğunu. demek macide çocuğu düşürmeyip doğurmuştur. mahkeme ahmet'e idam cezası verir. adnan bu sırada fenalaşır. mahkeme dönüşü eve vardığında karısının doğum yaptığını öğrenir; bir oğlu olmuştur. uşak ahmet'in kendi oğlu olduğunu öğrenmesiyle üstelik onu idam cezasına çarptırmasıyla şoke olan adnan'ın kalbi daha fazla dayanmaz. zaten bir de ince hastalığı vardır. süheyla ölen kocasının eşyaları arasında belkıs'ın resmini bulur. adnan kendisine ne yaparsa yapsın belkıs'ı sevmekten vazgeçmemiştir.

    belkıs'a gelince... kocasıyla gittiği amerika'da bir çorap fabrikasına işçi olarak girmiş ve kocasına morfin parası bulabilmek için gece gündüz çalışmıştır. ama bir gün daha fazla dayanamayarak en güzel giysilerini giyer ve havagazını açarak yatağa uzanır.
    0 ...