Son zamanlardaki seri olaylardan sonra Türkiye için türkiye içinde söylenen söylem. Bununla birlikte çok fazla gerçeği yansıtmadığı da söylenebilir. Sonuçta Türkiye'nin çok taraflı diye adlandırılan politika içinde olması çok da yeni bir durum değil. Türk dış politikası elli yıldır imkanlar izin verdiği ölçüde, batı çıkarları ile doğu çıkarları arasında bir denge gözeten ve bu dengeyi de hep kendi özçıkarları açısından oluşturan bir dış politika izliyordu.
Ama bunu bu sefer batıya fazlasıyla hissettirdi. "Başka seçeneklerim de olabilir" demeye getirdi. Batının dikkatini gerçekten çekti.
Ama onlar bilmiyorlar ki soğuk savaş'ın göbeğinde, Nato ülkesi Türkiye'de Sovyetler birliği sanayi tesisleri inşa etmişti.
Aynı Türkiye, 70'li yıllardan beri islam Konferansı Örgütü'nde etkin roller oynamaya çalışıyordu. islam ve de özellikle arap ülkeleriyle ilişkiler bu yıllardan itibaren iyileştirilmeye çalışılıyordu.
Bağdat paktı ve CENTO'ya üyeliği ve buradaki çalışmaları unutulmamalıdır.
Türkiye'Nin bütün stratejik gücü ve ağırlığı, doğu ile batı arasında her bakımdan köprü olmasıdır zaten. Yaşam tarzı ve ekonomik olarak batıya yakın ama dini ve kültürel açıdan da doğu ile bağlantılıyız. Zaten bu durum yüzünden Türkiye hem Batı'ya hem de doğu'ya konuşabilen, iki tarafa da kendi ilkesel tutumunu anlatabilen ender ülkelerden biridir. (ismet Berkan'ın 11.06.2010 tarihli Radikal gazetesindeki yazısından derlenmiştir.)