yan dairede kızlar parti veriyordu. gece saat 2. biz finallere çalışıyoruz ve yatmak üzereyiz. ama kızlar mezun olacaklarmış da onun partisindeler.
müziğin sesi açılır. mezdeke oynarlar. amanın eğlenceye gel. bir de sanırım kafalar da güzel. camı açıyorlar bize hitaben:*"yauu sizin bu komşularda da hiç iş yok!" ohaaa. lan bu da söylenir mi be. biz dünden gezlıyız zaten olay çıkarmaya. gerçi ben yataktaydım. uyudum uyuycam. sadece sesleri dinliyorum. bizim abazan ev arkadaşları evde dört dönüyor ne yapalım diye.
odama geldiler...
+ la uso... biz bişi yapcaz olm. karışma bize.
- ne bok yerseniz yeyin. başımı belaya sokmayın.
+ tamam.
ben dinlemeye devam ediyorum tabii. sonra bir ses, bir çığlık, bir feryad!!! allah'ım nasıl korktum. ilk önce bir gümbürtü geldi. sonra düşme efekti. sonra çığlıklar. lan dedim bu hayvan kızı saçından tutup ** aşağı mı çekti, düşürdü. tabii ben böyle düşünüyorum ve gözmümün önüne ölü bir kız, ambulans, karakolda dayak, babamın fırçaları geliyor. neler neler... yataktan çıkıp içeri geldim. arkadaşlara baktım yerlerde yuvarlana yuvarlana gülüyorlar. lan nooldu diyorum kimse gülmekten cevap veremiyor. sonra ben de gülmeye başladım. ama arada "lan noooldu oluuum?" diye soruyorum. 10 dakka güldük böyle. sonra anlattı:
+ la kız camı açmış, sırtını da dayamış. bi yandan oynuyo bi yandan bize laf atıo "sizden de hiç ses çıkmıo" diye. gel dedim ebesini sevdiimin! ben sana ses çıkaracam. gittim dün aldığım konverse var ya, onu aldım abi gavura daş atar gibi gerildim bi fırlattım... sırtından indirdim. bu yere düştü, düşer düşmez diğer kızlar ciyaklaya ciyaklaya kaçtı salondan. bu mallaştı kafayı kaldırdı bana baktı sonra emekliye emekliye kaçtı o da ama görmen lazım.
- ehuhehhee. lan ayakkabı kaldı orda onu alalım o zaman.
+ hacı alalım da kızlar fena korktu ama. açmazlar kapı falan.
aynen öyle oldu. pencereden bağırdık önce. şşşh ayakkabıyı atıverin yarın okula gidecez diyoruz çıt çıkmıyor. gece saat oldu 2.30. biz bu arada polis arkadaşı aradık, size böyle böyle bi ihbar gelirse ilgilenmeyin diye. tamam dedi. zaten sonradan öğrendik kızlar anında polisi aramış da polis "her camından ayakkabı giren eve geleceksek işimiz var" deyip olayı sallamış.
saat oldu 3. pencereden bi ses geliyor. "şşşh hoop birader. şşşh!". yani kızlar hemen erkek arkadaşlarını çağırmış.
+ ne vardı birader?
- ayakkabı sizin mi?
bu arada biz çıktık balkona body atletler falan. sportifiz de. dayı dayı duruyoruz, öyle tırsıp çekilmedik. gözdağı da veriyoruz yani.
+ bizim hacım. alabilir miyiz? yarın lazım olcak.
- sıkıyosa gel al birader.
dedi ve camı kapattı. lan bi kıl olduk. neyse aramızda organize olduk. iki kişi gitmeye karar verdik. gittik kızların kapısına. oğlanlar çıktı kızlar da "yaaa noolur bişi yapmayın berkcan, tarık noolur!" diyor elemanlara. lan dedim kim kime ne yapacak az sonra görücez. eleman dedi ki "birader şöyle site dışına çıkalım aileler rahatsız olmasın" dedi. lan dümbük o kadar düşünüyorsunuz aileleri ne diye gece 2 de parti veriyorsunuz? müziği açıyorsunuz. neyse. çıktık siteden. muhabbete bak anasını satim. iki saat kim haklı kim haksız muhabbeti yaptık. ben sandım kavga edicez. hatta ayakkabıları da sıkıca bağlamıştım okkalı bi vurim bi götünü yerden kesiym diye. ama konuştuk sadece. kimse alta yatmadı. iki taraf da haklı çıktı ama sonuçta aynı memleketten çıkınca alttan aldık. olan sırtına ayakkabayıyı yiyen kıza oldu. gittik kızlardan da ayakkabıyı aldık.
sonra eve dönerken bizim evdeki diğer arkadaş da çalıların oraya pusmuş elinde boklu değneynen. o bokulu deyneğin hikayesini de başka zaman anlatcam. biz bunu boklu değnek ile görünce yine döne döne güldük tabi. garibim dayak yersek eğer, kaşarak dalacakmış adamlara. ondan beklemiş. seviyoruz lan seni.