nazan öncel: "çok ne kadar az bi laf hiçbir şeyi anlatmaya yetmiyor" diyecek kadar felsefik, "annesinin sütü babasının çükü bu çocuk senin kızındı anne" diyecek kadar cesur.
barış manço "bir gün gelecek dönence biliyorum" diyecek kadar seyyah.
yıldız tilbe "yoruldum her bulduğumda kaybetmekten seni" diyecek kadar hakiki-hisli arabesk.
pakize barışta "sen bana ben sana benzersek ne olur, nasıl dayanır ki aşk bu kadar aynılığa" diyecek kadar doğru ve dürüst.
turgut berkes "gecemin ürkek kanatlarında" diyecek kadar farklı.
meral okay "yine mi güzeliz, yine mi çiçek" diyecek kadar nokta vuruş.
ümit sayın "gönül yareler içinde... ben diye bir şey sen diye sevda canım kalmıyor" bu denli eril ve hassas.
belki zamanla ileride sıla, emre aydın, nil karaibrahimgil ve teoman.
edit: emre aydın tabiki hayal kırıklığı. demeye gerek yok. adının burada olmasının tek sebebi; belki bir gün özlersin. (bin bıçak var sırtımda, biniyle de adaşsın; her biri hayran sana)