bir gün çok alakasız bir insana, görünen bir neden olmaksızın duyulabilen hede. herkesin bir aşk hikayesi vardır, benim hikayem şöyle:
dersanede yanımda oturuyordu. sürekli burnunu karıştırıyordu, gözlüklü, dikkat çekmeyecek biriydi. dikkatimi de çekmemişti zaten. sürekli not alıyordu ve çevresindeki kimseyle ilgilenmiyordu. ya da ben öyle sanmıştım.
bir gün adını sordum, adını bilmememe çok şaşırmıştı. söyledi. ve yazmaya devam etti. bir kaç gün sonra beni facebook a ekledi. bir sonraki hafta defterine baktım ve benim defterim gibi pek çok resim ve hikaye gördüm, not almıyordu aslında. dersle çoğu zaman ilgilenmemişti. ortak pek çok nokta bulduk, ortak arkadaşlarımız da vardı. nihayet benim gibi çatlak birisini bulmuştum.
ertesi gün ortak arkadaşımıza onu sordum, anlattıkları teşhisimi onaylıyordu. üstelik benim gibi çok ta duygusaldı, hiç sevgilisi olmamıştı benim gibi, benim gibiydi.
onu sevdim.
ve tam o sıralarda ilk sevgilisiyle tanıştırmışlar onu, çok sonra öğrendim.
ilişkileri 1 yıl sürdü.
ilk sevgilisiyle ilişkileri boyunca arkadaş kaldık ve başlıktaki duygu benim gitmemi engelledi. ve ben onun adım adım duygusuz birisine dönüşmesine şahit oldum. sevgilisi ilgilenmiyordu, tersliyor, değer bilmiyordu. o da beni aynı şekilde tersliyordu. fakat hayatta en iyi anlaştığım insanlardan biri oldu.
nihayetinde aklı bana kaydı, en yakınındaki dişi olarak. hala gözlerimin içine bakamıyordu. ama biz sıkça görüşmeye başlamıştık. sonunda ondan ayrıldı, benimle çıkmaya başladı. tamamen onunla olan ilişkisi bitene dek asla ne kadar sevildiğini bilmedi.
sonra... o duygusal çocuktan eser kalmadığını farkettim. bir zamanlar değerinin bilinmediğini öne sürerek aynı değeri vermiyordu. hayatımı ona ayırdım. sadece ona.
anlamadı, ağır geldi... onun için çantada kekliktim artık, elinin altındaydım. ona sevdiğim için karıştım, kıskandım, sevgimi çok fazla gösterdim, bunlar ona ağır geldi. iyi anlaşmamız artık önemini yitiriyordu.
ve bugün söylediğim gibi ona, ben onun sadece karakterini sevmiştim, dışarıdan görünen, geçici olan statüler, güç, dış görünüş için değil. sadece o o olduğu için. keşke, keşke görebilseydi, keşke ona verdiği değeri bana da verebilseydi. keşke dengesiz olmasaydı. keşke ilgisi giderek azalmasaydı.
böyle durumlarda bile sadece onu düşündürten bir duygudur işte, finallerin içine edebilen.
ağlıyorum, bilmiyor. az önce iyi geceler demiş olmak için aradı ve kapattı. ağlıyorum bilmiyor.
bunları yazdırtan duygudur işte. bir insana en uçları yaşatabilen duygu, bu yüzden üzerine bu kadar çok yazılıp çizilen.
en iyiler ve en kötüler insan hayatında aşkın etkisinde hissedilir.
en büyük eserler, şarkılar aşkın üzerine yapılır.
ve hissedildiği için, hissedilebildiği için her şeye rağmen şükredilmesi gerekendir. duygusuz olunmadığı için.
sevebilmek, tanrının kalbimizin içine koyduğu en yüce yetenektir.