sözlük yazarlarıyla kaynaşmak, çevreyi genişletmek, daha da aktif olmak, biraz insan yüzü görmek gibi saf duygularla bilimum zirvelere katılma planı yapan bayan yazarlara; mağdur olmamaları için verilebilecek naçizane tavsiyelerdir efendim. bakınız naçizane dedim. emir değildir, zorlama değildir, baskı hiç değildir. estağfurullah.
1. öncelikle katılacağınız zirvelerde elbette ilk intiba önemli olduğu için, ilk intibaya giden yol da giyime-kuşama paralel olduğu için, ikisini de kesen bir doğru çizsen iç ters-dış ters açıları birbirine eşit geleceği için; zirve yollarına düşmeden önce kesinlikle ve kesinlikle baştan ayağa nasıl göründüğünüze dikkat etmeniz lazım.
ulan rock n coke'a giderken kırk saat: "ay orda ne giysem" diye düşünüyosunuz... bu daha önemli. neticede zirve. adında asalet var olayın. maşallah.
giyim kuşam meselesi başlıbaşına bir mesele olduğundan, alt başlıklara ayırmalı bu konuda yapılması gereken şeyleri:
- kafadan başlıyorum. yani surattan. zirve öncesi aşırı makyaj yapıp ya da hiç makyaj yapmayıp öyle zirveye katılmak sakat iş. çok makyaj yapsanız: "ay boya küpü gibi bişey. makyajsız hali götüme benziyodur kesin" diyenler çıkabilir. hatta bunu kuru götlü kesim söyleyebilir allah muhafaza. hiç yapmazsanız angelina jolie'nin bi düşük modeli olduğunuz takdirde bile yine negatif eleştiriler etrafınızı sarar. burnunuzdaki küçük sivilce dolayısıyla cadı shila'ya benzetilirsiniz. çillerinize bakıp bakıp arkanızdan gülen olur. tabi arkanızdan. ne sandınız? yüzüne gülecek cesaretleri var mı sandınız? sanmayın.
netice olarak, orta halli bi makyaja bürünüp gitmek en iyisi. zaten ne diyor üstad nihat doğan? "ülke bu haldeyken makyaj yapamam!" mıydı?yok.. en iyi makyaj ölü makyaj... da değil. şey: en iyi makyaj aslında hiç makyaj yapılmamış hissiyatı veren makyajdır. evet. öyle demişti disko kralı'nda.
- giyim konusunda da aynı orta halliliği göstermenizi rica edeceğim. biliyorsunuz ki sözlüklerimizin nice tespitkar yiğitleri, karşıdan görünen bayanın pantolonunun kumaşından karakter tahlili yapma konusunda ihtisas sahibi değerli aydınlar. dolayısıyla giydiklerinizdeki en ufak aşırılık, dikkatlerden kaçmayacak ve yol su elektrik olarak size geri dönecektir.
çok cüretkar giyinirseniz... emin olunuz nick altınız övgülerle dolacak, herkes sizin muhteşem yazarlığınızdan, güzelliğinizden, kalitenizden, iyi insanlığınızdan bahsedecektir. aralarında sizi çağın yükselen değeri olarak gösteren bile çıkabilir. ancak öte yandan arkanızdan acaip dedikodu döndürür, sizle dalga geçmek için mekan ve zaman kollar, fırsatını buldu mu da yerden yere vurur aynı insanlar. he bi de... inci resminizi ana sayfanıza koyabilir... "her türlü gideri var len" yorumunun yanında ahlaklı kalacağı yorumlarda bulunabilir. tüm bunları göze aldıysanız, sorun yok tabi de... çok riskli bi hareket bana sorarsanız. uzak durmakta fayda var.
çok kapalı giyinirseniz de, böyle temmuz ayında boğazlı kazaklar, pardösüler vesairelerle yazarlarımızın hışmından/gözünden/nazarından korunmuş olmazsınız maalesef. "asıl böyle edepli görünenden korkacan abi." şeklinde bir mantaliteyle karşılaşmanız an meselesidir. boşa dikkat çeker. o da tehlikeli.
dediğim gibi en güzeli bu mevzuuda da ortayı bulmak. bi kot bi tişört neyine yetmiyor azizim? giy git işte.
- aman yalnız sakın beyaz renkli olmasın o kot. sözlüğün sağcı kesimi tarafından parça pinçik edilirsiniz.krem giyerseniz recmedilirsiniz. pembe tonları on kırbaç, yavru ağzı tonları 20 kırbaç ceza içeriyor. haberiniz olsun.
- ayakkabı olarak da seçim çok önemli tabi. eğer ki bir gaflete düşer de ugg giyerek zirveye giderseniz; sizi sözlükten afaroz ederler. orası kesin. ya da salca gelir nickinizi pelin batu olarak değiştirir. "ay vicidum attıııaaaa" diye başlık açar sizin namınıza. ondan sonra seyreyle temaşayı. benden söylemesi. aman diim.
konvers dediğimiz günün kurtarıcısı olan, bana göre ayakkabı dünyasının şahı olan arkadaşı tercih ederseniz.. bu sefer ne basitliğiniz kalır, ne demodeliğiniz, ne tikiliğiniz. onu da eleyin seçeneklerden.
valla ben olsam asker botu giyer giderdim açıkçası. en kötü "darbeci ezik zihniyet" derler arkamdan. olsun. adam olana çok bile.
gelelim diğer mevzulara:
2. sakın ha sakın kollarınızda kıl,tüy,yün,tiftik bırakmayın. peynirciks'ten müsaade almamı takiben, sözlük semalarında gezindiğim günlerin sonucunda değerli yazarlarımızın hemen hemen yüzde yüze yakınının koldaki kıla karşı alerjisi, böyle... tövbe yarabbim.. tiki olduğunu öğrendim. kimi kendi kollarındaki kılları bile alıyor azizim. inanmazsın. adamın göğüs kısmı ısparta halısı gibi ama kolunda tüy yok.
o yüzden kesinkes alın o kılları. hatta kalıcı epilasyon yaptırın kollara.. yok yok.. siz koldaki deriyi kazıtın bence. zımparalayın. en sağlamı. kenarda köşede falan minik minik tüyler görünürse... allah korusun. buradaki tüm delikanlılarımız yüksek derecede bakımlı, böyle her daim misk ü anber kokan, sadece gerekli bölgelerde kıl bırakan, onun dışında üstünde bir tek kaymağı eksik kadayıf misali gezindikleri için; tabi böyle konularda hassas oluyorlar. haklılar.
3. efendim böyle adriana lima kibin, jessica alba kibin, megan fox kibin bir güzelliğiniz yoksa, hiç boşuna katılmayın zirveye. bildiğiniz üzre sözlükteki erkeklerimizin tamamı bir johnny depp, bir lost'taki jack, bir yusuf ile züleyha'daki yusuf, bir aşk ı memnu'daki behlül, bir ezel'deki ezel kadar yakışıklı/alımlı/çekici/karizmatik/seksi/vesairedir. dolayısıyla o gün onca yakışıklının arasında, yeterince güzel gözükmezseniz, depresyona girerseniz. sonra kendiniz üzülürsünüz. ondan diyorum.
4. sözlük içinde dedikoduya mahal vermemek amacıyla erkeklerle fazla samimi olmayabilirsiniz. bu da bi önlem tabi. saygı duyarım. ancak şurda belirtilmesi gereken önemli nokta; sözlükteki bazı kızların en az erkekler kadar tehlikeli olduğudur. hani böyle son dönemlerde kız kıza zirveler falan dile getirilir olmuş... iki kere düşünün.
zirvelerde istemediğiniz birinin size asılması, reddedilmesi sonucu sıkıntı yaratması bir problemdir. ancak bazı ortamlarda sırlarınızı paylaştığınız, güvendiğiniz, sevdiğiniz nice bayanın; zirveden sonra bambaşka bir kimliğe bürünüp sizi taşak malzemesi yapmaya çalışması başka bir problemdir. ki ikinci problem bence daha üst seviyededir. daha çok bilinmeyeni vardır. çözümlenemeyebilir.
hiç bir zirveye katılmamış olan bir yazar zirvelerin genel atmosferi hakkında nasıl böyle bir malumata sahip olur da entry girer? bu tip olaylar sayesinde işte. aydınlandım allah sizi inandırsın.
5. zirve fotoğrafları,resminizin yedi düvelde bulunmasına sebebiyet veren en önemli etkendir. bugün inci sözlük gibi, kraloyun com kullanıcılarının bile seviyesiz olarak değerlendirebileceği mekanlarda isminiz anılıyorsa söz konusu fotoğraflar sorumlu olabilir bu durumdan. tabii tercih meselesidir. ancak kişinin, tanımadığı insanda resminin bulunmasını istememesi de en doğal hakkıdır. istem dışı olaylardan, facebook'taki foto altı geyiğe benzer bir geyiğin ana malzemesi olmaktan sakınmak için bu hususa da önem verilmeli.
6. modern çağın modern sözlüğünde "çok gülen koca arıyordur abi." "ana bana gülümsedi! çıkcak mı ki benle?" "parmaklarını bardağın etrafında gezdiriyo... ne demekti lan bu.. bi dakka kitaba bakıcam." türünden pek modern düşünceler tabi ki halen mevcut. serçe parmağınızı yüzük parmağınıza 45 derecelik açıyla tutmanızın bile bi manası var hepimiz için. o yüzden.. aman diim.. hal ve hareketlere dikkat. sonra şey olmasın.
ya da abi... en iyisi siz hiç gitmeyin zirvelere falan. bireysel görüşün sevdiklerinize. dostu var düşmanı var. safı var kurnazı var. normali var hastası var. patates var soğan var... boşverin. evet.