hizmet almak için her seferinde bir partiye oy atıp, belediye başkanı, milletvekili hatta başbakan seçen ve başına gelen burası türkiye dedirten her olayda isyan eden vatandaştır. kendine göre haklıdır ki birilerini göreve getiren o dur. fakat hakkını aramasını asla bilmez bu vatandaş ki zaten aratmazlar orası ayrı konu.
en son istanbul'u sel basması olayında kendini göstermiştir bu vatandaş. parti gözeterek konuşmuyorum her 2 kişiden birinin akp ye oy verdiği düşünülürse ve sel baskınında mikrofon uzatılan her vatandaş "nerede bu devlet, alt yapı yetersiz, ambulans gelmiyor, belediye uyuyor" diyebiliyorsa o vatandaşı sorgulamak lazım. daha doğrusu zihniyeti sorgulamak lazım.
"sen seçtin ! sen denetleyeceksin !" mekanizmasının, bu zihniyetin geliştirilmesi lazım tıpkı avrupa da olduğu gibi. devletin başındaki kişiler, vatandaş olmadan bir cacık olamazlar. onları oraya getiren vatandaştır ve vatandaş devlet büyüğünün elini öpmez. vatandaş der ki devlete hani kardeşim ne yaptın benim için ???? o kadar para kazanıyorsun nerede bu alt yapı ? neden her yağmurda su basıyor bizim evimizi ?
toplum olarak sadece terör olayı ya da maaş zammı gibi olaylarda sokağa dökülmeyi bildiğimiz için evlerimizi su bastığında, hastamıza ambulans gelmediğinde, çocuğumuz maganda kurşununa kurban gittiğinde sesimizi çıkartmayız ! binlerce kişi toplanıp hakkımızı aramayız, belediyenin önüne gidip eylem yapmayız, sadece uzatılan mikrofonlara "işte devletimiz sağolsun halimiz rezil" şeklinde konuşmasını bilir. üstelik hala da o partiye oy verir.