bundan seneler seneler öncesinde bir kaç televizyona ve gazeteye mahkum bir nesil mevcuttu. haberin muhakemesini yapabilmek için bir kaç taraflı gazeteye sahip olunur ve ancak fikir sahibi olunabilirdi. şahsi fikrim, hiç bir zaman tek bir gazeteyi okuyarak bir haber hakkında ben bunu biliyorum diyebilme yetisine sahip olabilmek, zor zanaattir. birisi size hangi gazeteyi okuyorsunuz diye sorduğunda örn: "cumhuriyet", "zaman" demek bence yeteri kadar aydınlık değildir. hem "zaman" hem "cumhuriyet" hem de "taraf" okuyabilmektir aydınlık. içinde bulunduğumuz çevremizce bazı gazetelere karşı önyargılar hazırdır, "onu okuma çok rezalet, çok anlamsız." "yahu onu mu diyorsun, direk yalan haber gazetesidir o şeklinde"..ve bir çoğumuz, kafasında yaftası hazır olduğundan sebebini incelemekten aciz ve üşengeç bir şekilde yoluna devam eder.
hazıra konmuşluk bağlamış her tarafımızı, hazır yemek istiyoruz, istediğimiz yere ışınlanmak istiyor, terfi ettiğimiz ana kadar yaşamamak isteyebiliyoruz bazen. peki bunca zamanı kendimize saklıyoruz da ne oluyor, gerçekten hepimiz, işimiz başımızdan aşkın insanlar mıyız, cidden herkes msn messenger da meşgul mu? öyleysek de sistem mi bize bunu zorluyor, daha az nefes alıyor ve tasmamızdan çekiliyor muyuz?
elde ettiğimiz gelirimiz sadece karnımızı doyurmaya yetiyor ve tasarruf şansımız koca bir hiç. elde etmek istediğimiz gayrimenkulu bankacılık sisteminden kredi çekmek suretiyle almak durumundayız çoğu zaman. elbette üstüne hatırı sayılır bir faiz artısıyla. öylesine aza tamah etmek durumunda bırakılırken, içinde bulunduğumuz toplumu irdeleyecek vakit bize verilmiyor. bu işte böyle, bunu al sonra bak işine deniyor. düşünecek vakit bir kenara dursun kafanızı kaşıyabilirseniz şanslısınız. büyük başların ceplerini doldurdukları dünyada sistemin çarklarının dönebilmesi adına biri size herhangi kademede ucuz bir vasıf veriyor ve siz onu elde edince yarabbi şükür demek zorundasınız. neden mi? toplumsal ezber olan eğitimini al, iş bul ve evlen triosunu tamamlamak üzereyiz, hemde yine sistemin gerekliliğinin sonucu olan yaratılan işsizlik ten sıyrılarak becerdik bu işi, sevinmek hakkınız. ayrıca bize öğretilen bu sistem gerekliliğinde iş sahibi olmak demek adam olmak demektir, çünkü kimseye muhtaç olmayacağız hesapta artık, kendi maaşımızı alacağız ve onu keyfe keder harcayacağız..acı gerçeği ilk maaşın ilk hafta bittiği gün anlıyor insan..18 sene bunun için mi okudum lafı ağzınızdan kaçması mümkün..
her bir kaç senede bir yaşadığımız ekonomik krizleri düşünün, ve bu krizlerde bankacılık sistemine pay çıkarın, a.b.d nin yarattığı bankacılık sistemi ve tüm dünya ülkelerine dayattığı liberalizasyon politikaları sonucunda kurulan küresel finans sistemi bir şekilde gözümüze gözümüze sokuldu. ne sosyalist, komünist sistemler varken onlarda bu sisteme ayak uydurmak durumunda kaldılar.
her şey bir kenara, en kötüsü de sokağa çıktığınızda herkesin, ülkenin a.b.d'nin uşağı ab'nin köpeği olduğu senaryosunu baştan sona ezberlemiş olmaları.. eh be güzel kardeşim, tamam iyi güzel anladım senden hiç bir şey kaçmıyor, madem sen her şeyin farkındasın, neden "çözümün nedir ve ne yapılmalı" diyince oraya çalışmadım der gibi düşünüyorsun?
başbakan a.b.d'ye gidiyor mesela,
- geçen başbakan a.b.d'deydi biliyomusun,
- tabi tabi doğru, sence neden?
- (bir dolu sağ cebimden çıkan komplo teorisi...)
hepimiz gerizekalı gözükmemenin derdine düşmüşüz, nedendir nasıldır her şeyi çok iyi biliyoruz. çok ince bir ezber kıyafetiyle sokaklarda çoğumuz, onu çıkarsan çıplaksın gerisi yok. ama olay çözümde bitiyor, organize olmak ve sonuca ulaşmak için fedakarlıkta bulunmaktır asıl duyarlı vatandaşlık, akıllı vatandaşlık. kıraathanede tavla oynarken ya da orda burda sürterken, iddaa bayiinde iki arkadaşa bir kaç ülkenin demografik bilgisini verip caka satmakla değil.."zamanında çok uyutulmuş türk insanı" mottosu dur, türk vatandaşını bu derece paranoyak yapan belkide. ve kısa vadede çözümü olanaksız olarak gözükmesi en acıklı olan tarafı.
internetin olmadığı senelerde mahkum olunan taraflı habercilik, istenen açıdan yakalanan haberler ve görmezden gelinen haberler şeklindeki gazetecilik anlayışı ile bize gösterilen kadarını görüyorduk, bazen ise hiç. şimdi öyle değil mi diye söylendiğinizi duyar gibiyim. elbette yine öyle ancak internetin mucidini kutlamak gerekiyor tabi bu noktada. (bkz: vinton cerf) sözlükler, forumlar gibi yaşanılan ana göre kendini sürekli güncelleyen internet siteleri, at gözlüklerinin arasından bizlere görme şansı doğuruyor.