ben bu yazıyı sana yazdım

entry31067 galeri video218
    2707.
  1. sana ismin dışında seslendiğimde kızdığını bildiğim için yazarken bir sıfat kullanamadım. bugün senin uzakta olduğunu bildiğim ilk gecem ve şuan o gecenin sabahı olmak üzere yedi tepeli şehirde. daha evelden bu şehre yedi tepeli şehrim derdim, ama biliyor musun o heyecanı artık hissetmez olmuşum ya da senin yerine başka şeyleri koymak istemememdendir. hani insanların aşk hikayeleri olur ya ben onları küçük yaşta kitaplardan okurdum ve o zamanlar bu tarz duyguları sadece şairler, düşünürler, yazarlar hissedebilir diye düşünürdüm. büyüyüp kemale erince arkadaşlarımdan bu tarz hikayeler duyar oldum, şahit oldum, tanık oldum. anlam veremezdim onların içindeki o duyguya her zaman onlara; nasıl olabilir böyle bir şey deyip sitem ederdim. onlarda bana; bir gün görürsün, anlarsın gibi yorumlar yaparlardı ve ben inanmazdım. düşünmezdim de bir gün aşık olacağımı ya da bir insanın beni sevebileceğini. açıkca söylemek gerekirse samimi gelmezdi insanlar bana. allah vergisi bir gözlemleme yeteneğim var; hani diyorsun ya gireceksin bir mit'e az kaldı. gözlemlerdim insanları başından sonuna kadar birinde bir çıkar ilişkisi bulduğumda silerdim. bu şekilde devam etti çıkar ilişkisi olmayan, temiz duygulu insanlar edindim ahir ömrümde bu gözlemleme ve eleme yeteneğim sayesinde. belki de yetenek değildir her insanda vardır böyle şeyler ama biliyorsun ben biraz çok düşünürüm böyle şeyleri. sıra seni gözlemlemeye geldiğinde, seni tanıdığımda anlamıştım nasıl bir insan olduğunu hatta o kadar anlamıştım ki hiç kimse gelip bana içinde bir kötülük olduğunu söyleyemezdi benim yanımda. çok yakın bir kaç arkadaşımdan sonra sende artık benim içimde değer verdiklerim arasındaydın. bir süre sonra sensiz yapamadığımı ve seni her yerde aradığımı fark ettim. söylediğin her söz, yaptığın her hareket benim için bir önem arz ediyordu. engel olamıyordum kendime seni düşünmekten. başlarda aklıma, kişisel ön yargılarımdan dolayı sana yavaş yavaş aşık olduğumu kendime söyleyemiyordum. bu bir süre sonra çekilmez bir hal aldı ve artık bütün dünyamda sen vardın rüyalarımda, hayallerimde, gerçek hayatımda. yaşımın ve karakterimin getirdiği bazı sebeplerden dolayı bunu kendi içimde saklamam gerektiğini biliyordum. bir gün beni bırakıp gittin ve ben gitmeni gerçekten istemiyordum sana çok ihtiyacım vardı ama tabii ki söyleyemedim sana; gitme sana bugün sana ihtiyacım var... o gün gittiğinde kalbime ilk acı saplanmıştı artık küçükken okuduğum ucuz romanlardan, insanların anlattığı, gördüğüm o hikayelerde ki baş kahramanlardan bir tanesine sahiptim artık bende. hayatımda ilk defa aşık olmuştum... bunu idrak etmem uzun sürmedi çünkü daha önce böyle bir duygu yaşamamıştım. seni görmek istiyordum, oturduğum yer isyan edene kadar seni dinlemek istiyordum, ellerini tutmak istiyordum, sana kıyamıyordum ama hep yanımda ol istiyordum, ömrümü yoluna adamak istiyordum, gözlerinin o boşluğuna girmek bir daha çıkmak istemiyordum, senin için yaşamak istiyordum, her anımda seni düşünmek istiyordum, kafamda sensiz geçirdiğim daha doğrusu geçirmek zorunda kaldığım o saatlere lanet ediyordum ve o saatler de yaşamak istemiyordum bir daha, geçen zamana inat ben seni daha çok sevmek istiyordum, o kadarcık sevgiye layık olmadığını düşünüyordum senin için hep en iyisini istiyordum. dediğim gibi farklıydı bu his. senden bir şey beklemeden sana bunları anlattım, gerçekten beklemiyordum ama gördüğüm o tütün dolu ve üstünde kalbimin adını yazdığım o şey beni yıllardır hayalini kurduğum şeye ne kadar yakın olduğumu gösterdi. vazgeçmek istemiyordum artık senden, artık uğruna bir şeyler yapabileceğim üstüne emek harcayabileceğim, onu mutlu edebileceğim bir insan vardı. bırakmak istemedim seni bulduğum gün çünkü yemin ederim daha önce hiç bu kadar yaklaşmamıştım ve artık bırakmak istemiyordum sonuna kadar gidecektim ve gideceğimdirde. gittim ve sonunda koskoca ömrümü tek kalemde feda edebileceğim, kalbimin sahibi oldun, en üstünde oturan.
    ben onun için onun mutluluğu için hayaller kurmaya başladım. her sarıldığımda sana içimde koskoca bir kütle hissettim sana ait. bana deseler ki canını ver ona bir kez daha sarıl bir saniye dahi düşünmem. senin olan canı senden mi alıyorum ben? senin olan kalbi sana mı vermeyeceğim ben? haksızlık bu.
    bu gece senin uzakta olduğunu bildiğim ilk gecem, farklı oldu benim için biraz eksiktim sanki. senin için iyi olabilir çünkü bir süreliğine de olsa çenemden kurtuldun ama yazılarıma maruz kaldın bu seferde.* dediğim gibi ben artık hayatımı üstüne kurabileceğim bir insanı bulduktan sonra kolay kolay kopamam kopamam istemiyorum. beklerim seni sonuna kadar beklerim biliyorum şikayet ediyorum arada ama kalbim dayanmıyor be ruhum, birazcık hak ver bana olur mu? konuşup konuşup sonra hep senin istediğin gibi olmasını istiyorum sürecin oldurmaya çalışıyorum. bekleyeceğim ben seni ağzından çıkacak o kelimeyi bekleyeceğim biliyorum ki o kelimeyi duyduğum anda artık benim kalbimi acıtacak bir şey kalmayacak. aslına bakarsan kalbimde acımıyor sadece beklemeye dayanamıyor ama alışacak o seni beklemeye gerekirse bir ömür boyu. beklemeyi ona öğreteceğim söz veriyorum sana. hani ben herşeye isim koyuyorum ya saçma sapan, yerli yersiz. bu kez de seninle benim arama giren o yollara isim koymak istiyorum. yolların da adı kalleş olsun onlar ne olursa olsun, ben ne olursam olayım ama sen sadece mutlu ol.
    12 ...