beni çok üzen biri

entry4 galeri
    1.
  1. şikayet cümlelerinin öznesi, edilen küfürlerin nesnesidir.

    hava kararma evresini de geçmiş bildiğin kapkaranlık olmuştu. sokak tenhaydı. ve o konuşmayı sürdürüyordu.

    -işte aslında beni çok seviyordu. çok değer veriyordu bana ama... sonra değişti.
    +olur öyle.
    -yani benim ilişkilerim hep uzun süreli olmuştur. bu da öyleydi. ama bir yerden sonra bitirmem gerektiğini anladım.
    +haklısın tabi.
    -ben de onu çok seviyordum da askere gidip geldikten sonra değişti her şey. kadir bi tuhaflaştı.
    +kadir... tabi doğrudur. askere gidip geldikten sonra dedin. kaç yaş büyük senden?
    -beş.
    +hey maşallah! e, nesil farkı varmış sizin aranızda!

    hafifçe gülümsedi. ben başka tarafa baktım suratım asık halde. hayır, aslında yaş mevzusuna takık bir insan değilimdir de insan hoşlandığı kızdan eski aşk maceralarını dinleyince her şeye, herkese karşı nefret duymaya başlıyor. gözünde büyüyor her şey. o beş yaş bana otuz beş yaş gibi gelmişti.

    -yolu yarıladık. bak, yurda kadar gelmek zorunda değilsin. ben yürürüm kalan yolu.
    +olmaz. bu saatte, burada nereye yürüyorsun? devam hadi.
    -peki.

    serde erkeklik var diye artistlik yaptık kıza da, ama bir yandan da "dönüşte kıçı nasıl kurtarırım"ın hesabını yapıyorum o sırada. saat geç sayılabilecek bir saat, semt tekin değil, sokakta tuhaf tipler dışında kimse yok. insan çekiniyor haliyle.

    +ee, sen bugün kafede fal baktırıyordun. ne çıktı bari?
    -hep aynı şeyler işte. ha bir de iki tane harf gördü. u'yla m. isminde bunlar olan birisinin bana karşı hissettiği bir şeyler varmış.
    +hmm... u'yla m. var mı öyle birisi tanıdığın?
    -var. mutlu.

    mutlu? somut olmasın o. mutlu ne kızım? mutlu ne? mutlu diye isim mi olur lan! somut'tur o somut. mutlu ismini fal bile öngöremez. o falcının da allah belasını zaten... niye doğru düzgün bakmıyorsun kardeşim! niye adam gibi tam ismi söylemiyorsun! çarkıfelek mi bu, harf harf söylüyorsun? bu kız zaten batıl inançlı. şimdi o mutlu mudur nedir, o herif kızın hiç aklında yoksa bile kız kafaya takacak elin adamını. niye eşeğin aklına karpuz kabuğu sokuyorsun?

    +hmm... başka birisi olmasın?
    -yok. başka birisi yok ki o harflerle.

    ha biz eşek başıyız! yalnız kıza da kendime de eşek dedim kaşla göz arasında. sakin.

    +mutlu kim?

    bir süre cevap vermedi. sonra usulca "mutlu..." dedi. "mutlu beni çok üzen biri." akabinde kadir efendi'den sonra bir de mutlu efendi'yle ilgili anılarını anlattı. ben de "olur öyle, haklısın, iyi yapmışsın, yok artık" nidalarıyla dinledim kendisini. içimden kadir'e de sövüyordum, mutlu'ya da.

    -geldiiik. çok teşekkür ederim. buraya kadar yürüdün. nasıl döneceksin şimdi? istersen bi taksiye bin şurdan?

    tabi. taksiye bineyim. inerken böbrek, dalak ne varsa da bırakayım ücret olarak.

    +yok. aynı yoldan yürüyerek geri döner metrobüse binerim. sağ ol.

    vedalaştık. kadir ve mutlu'ya kah sesli kah sessiz saydırarak yürüdüm. arada yolu şaşırıp yanlış sokaklara girmişim. kısa çaplı bir kaybolma seansından sonra doğru yolu buldum tekrar. tinercinin biriyle burun buruna geldik. iyi günündeydi herhalde. bir nefes çekip yoldan çekildi. zor da olsa metrobüs durağını buldum. buldum, buldum da bulmakla bitmiyor ki! yanlış taraftan binmişim. avcılar'a gideceğime zincirlikuyu'ya gitmişim. en önde oturunca metrobüsün boşaldığını da görememişim tabi. e, karanlıkta gözler de seçmiyor. bir baktım metrobüs bomboş. kafamı uzatıp şoföre baktım. beni görünce şaşırdı adam.

    +inmedin mi sen usta?
    -avcılar'a gitmiyor mu abi?
    +sen çok yanlış gelmişsin usta. ama dur. ben seni yarı yolda bırakmam. ben buradan avcılar'a geri dönecem şimdi. sen git şurdan bize iki çay al. sıra gelene kadar içeriz.

    adam para versin diye bekledim bir süre ama hiç öyle bir şeye yeltenmeyince vaziyeti anladım. çaylar benden olacaktı. "vay çakal herif" dedim içimden lakin akbil basmaktansa çay almak daha cazip geldi. çayları aldıktan sonra çay eşliğinde adamın "metrobüs şoförü olmak ve zorlukları" adlı konferansını dinledim. ardından metrobüs yolcu almaya başlayınca, neyse ki, sustu ve yolumuza devam ettik.

    eve gittiğimde yine bilgisayar başına geçtim her zamanki gibi. googlefight'ta önce somut'la kadir'i sonra da somut'la mutlu'yu kapıştırdım. ikisi de çok pis dövdü beni. en son ikisine de saydırmaya devam ettiğimi hatırlıyorum. sonra içim geçmiş bir ara. kardeşim uyandırdı.

    -abiii! abiii!
    +hıaa!
    -abi, kalk sayıklıyorsun. kadir, mutlu falan diyorsun. onlar kim?
    +kim kim? eaa, şey diyormuşumdur ben. kadir gecesi mutlu olsun diyormuşumdur. rüya işte...
    -yeme beni abi. küfür ediyordun. kadir kim? mutlu kim?

    bir süre cevap vermedim. sonra usulca "mutlu..." dedim. "mutlu beni çok üzen biri."
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük