bendenizi umutsuzluğa, kedere ve bilimum pesimist düşüncelere gark eden yarışma. yarışma evet. yarışıyorlar üstadım neticede. kavram kargaşası yapmayalım. geriliyoruz boşa.
bakıyorum bi hatun, daha önce ömrü hayatında mutfak musluğu görmemiş gibi davranıyor ve yarım pizzayı söz konusu musluğun kendi kendine ve bir miktar suyla öğütebileceğini var sayıyor. pizzayı musluğa koyuyor. musluk tıkanınca da aynı nehirde iki kez yıkandığını kahvede fütursuzca anlatan herakleitos görmüş gibi şaşırıyor. şoke oluyor yavru.
öbür yanda bir başka hatun "çayı sıcak suyla mı demliyoruz minnooouuuşşş" diye feryat figan evde dolanıyor. minnoş da sevgiyle hatuna cevap veriyor. gerekirse çayı şalgam suyuyla demleyecek yani. o kadar geçmiş mantıktan. karşısındaki hatun için. eşi için.
başka bi köşede yumurtanın kabuğunun omlete ayrı bi lezzet katacağını şiddetle savunan bağyan karşımıza çıkıyor. söz konusu yumurtanın sarısı mı daha yararlı yoksa beyazı mı tartışmasından, aslında kabuğunun en birinci olduğu sonuca varıyoruz. aydınlanıyoruz.
şöyle bir değerlendiriyorum abi, bu kızların hepsi evli. hepsi mutlu. sadece bunları kastetmiyorum. bunlar gibi çok etrafımızda. hepsinin alıcısı var maşallah. lafa gelince, dalgaya gelince en çok bu kızlar malzeme oluyor ama söz konusu aktif yaşam olunca aynı kızlar başrolde. ilginç.
şimdi diyeceksin ki: rol yapıyo hepsi. öyle şey olmaz. çay sıcak suyla demlenmez. musluk pizzayı yiyip yutamaz. klozete poşet atan olmaz. aynı nehirde iki kez yıkanılmaz! yıkanılamaz! rol. yalan!
e ama o 72 yerinden özenle yırtılmış taytı giyip dolaşan kız da mı yalan? beş dakkada bir "kestaneeee gürgen palamutttttt" diye höyküren insan da mı yalan? yataktan yeni kalktığı halde saçları ahenkle dans eden, yüzü iki ton fondötenle akraba olan, dudakları rujla kaynaşan saf(!) güzellik temsili kişilik de mi yalan? ama o yalan olabilir bak. haklısın.
yalan ya da değil. netice şu: devir artık bunların devri. evlilik desen bunlarda. mutluluk desen bunlarda. para desen zaten bunlarda. al işte bak televizyona çıkıp milyonlara örnek bile olmaya başladılar. senin benim esemamemiz okunmaz oldu.
bakma sen nefret ediyosun, görünce kanal değiştiriyosun falan ama herkes senin gibi değil işte. ekran başında oturanların kimi genç. kimi çocuk. kimi saf. kimi temiz. doğruyla yanlışı ayıracak seviyeye gelememiş insanlar da senle beraber izliyorlar aynı komediyi.
velhası kelam karar verdim ben de 72 yerinden özenle yırtılmış bi tayt bulucam. sokakta "kestane gürgen palamuuuutttt" diye bağırarak gezicem. kalıcı makyaj da yaptırıyorum. her daim suratımda bi maske beni görenleri bekliyor olacak. bi de kocaman pembe bi şapka buldum mu tamamdır minnoşlar. amaç ne? evlenmek.
çünkü belli bi yaştan sonra anlıyorsun gerçeği: nasıl ki dünyada ölümden başkası yalansa, bu kadın-erkek ilişkilerinde de evlilikten başkası yalan kardeş. fasa fiso. hikaye.
hayır o değil; kıza gidip aniden sorsan "gürgen nedir?" diye, apışıp kalır cevap veremez yemin ederim.