haftalardır bitirmeye çalıştığım, lakin "da vinci code" ve "angels & deamons"ı okumuş biri olarak hiçbir tat alamadığım; sonunu da merak etmememe rağmen, başladığım kitabı yarım bırakamama takıntıma yenik düşerek, elimde süründürdüğüm kitap. washington dc sınırları içerisinde geçmekte olan hikaye, bu tarz kitapları ve insanlık tarihine dair türlü bilgi birikimine sahip olan üstün insan (!) robert langdon'ı seven biri olmama rağmen, bana sürükleyici gelmemekle birlikte; "bakın her şeyin arkasında masonlar var" fikrinin egemen olduğu roman, kanımca dan brown'un diğer romanlarına nazaran sönük kalmıştır.
şayet brown, da vinci code'u değil de, ilk "the lost symbol"u yazmış olsaydı, şimdiye dek edebiyat tarihinin tozlu sayfalarına gömülmüş olurdu herhalde. zira brown'un markalaşmış adının kitap satışındaki etkisinin büyüklüğü kimselerce yadsınamaz sanıyorum.