lakabı el pipo. 2000 yazında barça yolunu tutan çılgın gerard lopez'in yerine almıştık onu orta sahaya. önceki sezon herkesi şok ederek la liga'dan düşen atletico madrid'den gelmişti, gelmesiyle beraber takıma öyle bir uyum sağladı ki şaştık kaldık doğrusu. 2000-2001 sezonunda tek kelimeyle müthiş maçlar çıkardı şampiyonlar ligi'nde. önceki sezon takımı ispanya'da küme düşen baraja bu sefer şampiyonlar ligi'nde final oynuyordu. mendieta attı daha 3. dakikada, mehmet scholl kaçırdı, sonra gene effenberg attı, bunların hepsi penaltıdan oluyor bu arada, maç sonra gene penaltılara gitti. san siro'daki insanlar penaltılardan kusmuşken baraja üstüne düşeni yaptı, oliver kahn'ı top etti. gel gör ki zahovic ve pellegrino gibi öküzler* heba edince penaltıları yarasa göz yaşlarına boğuldu. o sezon ligin son haftasında oynanan ve unutulması mümkün olmayan 17 haziran 2001 fc barcelona valencia cf maçında da attığı kafa golleriyle müthiş bir direniş göstermişti, ama rivaldo'nun tarihi rövaşatasına cevab veremedi. gerilerden çok iyi çıkıp sayısız goller attı ama özellikle çok iyi frikikler kullandı, mesela 2002-2003 sezonunda vcf rayo vallecano'yu deplasmanda 4-0 yenerken onun üst direğe çarptırıp attığı nefis frikik golü bize ufak bir selamdan ibaretti. gerçi en unutulmazı da kuşkusuz daha sonra 2005-2006'da real madrid'i turuncu şortla santiago bernabeu'nun çimlerine gömdüğümüz maçta attığı nefis frikikti, nasıl da yumak olmuşlardı sahaya salak salak bakan 70 bin madridistanın önünde. 2003-2004 sezonu pek çok valencia'lı gibi onun için de bir rüyadan ibaretti, tartışmasız en iyi sezonunu oynadı. aynı vicente gibi, aynı albelda gibi, aynı marchena gibi, aynı mista gibi... he bunun kankası da albelda'dır, öyle biline. 2004 yazında fc porto ile oynanan süper kupa finalinde yeni kazıttığı kafasıyla vitor baia'ya attığı muhteşem vole golü de jeneriklerden ayrılmaz. sayesinde çeşme günlerim iyi geçmişti. aynı maçta quaresma denen apaçinin uzaklardan attığı golle beraber hafiften arada kaynadı, farkındayız. baraja dediğini adam 6 sene ispanya milli takımının değişmez adamlarından birisi oldu. sıçtığı maçlar az mı? hem de çok. sakatlıklar oldu, form düşüklükleri oldu, 2006 yılından beridir çok görünmedi meydanda. o her şeye rağmen bir yarasaydı, taraftar bunu biliyordu. valencia'nın en rezil sezonlarından biri olan 2007-2008'de bile barça'ya uzaklardan gene o raket gibi soluyla attığı gol iz bıraktı. bu sezonki son maçta da vefa nedir gördük, 16 mayıs'ta valencia'nın tenerife'yi 1-0 yendiği la liga maçında son kez giydi formayı, son dakikada oyundan alındığında nasıl alkışlandığını gördük. 50 bin yarasa ayakta alkışladı orta sahanın çalışkan kıvırcığını. baraja'nın resimleri, altında da el pipo ibareleri vardı, serie a'yı hatırlattı bi an, ne de olsa ispanya'nın en ateşli taraftarı var bizde real betis, sevilla ve atletico madrid'le beraber. sahada havalara atıldığı görünce hüzün bastırdı, ağlayasım geldi billa, bizim hagi o son trabzonspor maçından sonra omuzlara alındığında da böyle oldum, evet abartı iyidir. daha da eklemek isterim ama bir valencia taraftarı olamazsınız ki yazılardan ne anlayacaksınız; onların sevgilisiydi çünkü. bu sezon la liga bir buruk bitti, baraja da gitti, joseba etxeberria da gitti. pembesi gitti tozu kaldı. klişe bitirişimi yapayım;
