batağın kendisine bir gıcığım yok. nihayetinde bir oyundur. fakat batak oynayıp, hadi gerçekten iyi de oynayıp, kendini kağıt oyunu ustası sananlar yok mu... işte onlar adamı deli ediyor.
küçük ilçelerde, yapılacak çok da fazla bir şey olmamasından dolayı, ortaokulda oynanır bu oyun. ben orta ikide (şimdinin 7. sınıfı) başladım batak oynamaya. yaşıtlarımla beraber kahvede kaçak kaçak oynardık. geç başlayan da en geç lisede başlardı. başlamayan da başlamazdı zaten. sonra ihale (ihaleli batak denmesine kıl oluyorum) öğrendik, batağın pabucu hemen dama atıldı. ihalenin eşlisini öğrenince de ihale unutuldu. sonra king ve bu oyunların kralı olan eşli king öğrenince batak çocuk oyunu gibi bir şey kaldı.
eşli ihale, king, eşli king, yanık, oval (ismi her yerde farklıdır. bizim orda oval denir), anastra, giriş seviyesinde de briç bilir halde üniversiteye geldikten sonra batak ve ihalenin böyle popüler olmasını anlayamadım. memlekete gidince hepimiz üniversitede kağıt oynayacak adam olmamasından yakınır olduk. batak ne amına koyum. koskoca üniversite öğrencileri batak mı oynar ya! dost kazığı oynayın oldu olacak!
hadi oynuyorsun, tamam. bir kahveye gidip "ben iyi batak oynarım" diye böbürlenme sakın. adama götüyle gülerler.