The Times gazetesi başyazısında israil'in kanlı saldırısını eleştirirken Türkiye'ye de önemli bir soru yöneltti.
Güncelleme:04 Haziran 2010 18:09
iŞTE O YAZI
israil’in Gazze’ye giden filoya düzenlediği saldırı felaketti. Kötü düşünülmüş, beceriksizce uygulanmış ve tümüyle ters etki yaratan bir saldırıydı bu. israil sınırlarını savunma hakkına sahip, fakat aynı zamanda Ortadoğu’da medeni yönetimin feneri olmayı sürdürmek için vatandaşlarına ve dostlarına karşı sorumluluğu da var. Bu sorumluluğu yerine getiremediğinde sorun sadece onun sorunu olmuyor. israil’in dostları ona inanıyor, çünkü temsil ettiği ideallere inanıyorlar. israil pazartesi sabahı bu idealleri yerine getiremedi. Tıpkı Gazze ablukasının inatçılığının Hamas’ın kötücül yönetiminin hak ettiği incelemeden kaçmasına izin vermesi gibi, israil’in açık denizdeki acemi vahşiliği filodaki kişilerin kusursuz gibi görünmesine izin verdi.
Filoda gerçekten de, anneler ve bebekler, israil meclisinin üyeleri, iskoç insani yardım yanlıları, eski Britanya başbakanı Tony Blair’in baldızı ve Wallander’in isveçli yazarı da vardı. Fakat filo sadece en hastalıklı ironiyle ‘barış eylemcisi’ diye tanımlanabilecek başkalarını da içeriyordu. Görüntüler, komandoların linç kalabalağınca karşılandığını açıkça gösteriyor. ifadeler aynı zamanda, sarkıtılan ilk iplerin bağlandığını gösteriyor. Bu, bir helikopter için felaket sonuçlar doğurabilir. Gemideki bazılarının elinde batonlar, mancınıklar, gaz maskeleri ve bir gemi mutfağına ait olmayan büyük ve kavisli bıçaklar vardı. Bu tür şeylerin bir israil savaş helikopterine denk olmadığı açık, fakat insani yardımın standart kargosu olmadıkları da ortada. Gemilerdekileri birçok kişi için, trajik biçimde yanlış gitmiş bir insani yardım değildi bu. Korkunç derecede doğru giden, siyasi bir dikkat çekme yöntemiydi. Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın öfkesi anlaşılır. Fakat hükümetinin cevap vermesi gereken sorular var. Türkiye kanunu gayet iyi uygulayan olgun bir devlet. israil’de belgeleri olmadan tutulan eylemciler Türkiye’den de mi belgesiz olarak yola çıktı? Bıçaklar, sapanlar, gaz maskeleri ve kargonun hepsi Türkiye gümrüğünden çıktı mı? Kimse ilgilenmedi mi? Hatta endişelenmedi mi?
Filodaki gerçek barış eylemcileri de, Türk yardım kuruluşu iHH’yle ittifak yaptıkları için suçlamalarla karşılaşıyor olmalılar. Güçlü maddi destek alan, ateşli biçimde islamcı ve bizzat Hamas’a kabul edilemez derecede yakın duran bu kuruluş, gerçek bir yardım gönüllüsü için garip bir ortak. Bunların hiçbiri israil’in beceriksiz eylemlerini savunmak veya ölenlerin trajedisini basite indirgemek amacını taşımıyor. Fakat israil’in kötü adam olarak davranırken yaptığı en büyük hata, düşmanlarının kötü adam olarak resmedilemeyeceği bir ortam yaratmak oldu. Hakikat bundan çok farklı.