her nasıl olduysa, papa new york'a gitmiş. uçaktan inerken bir gazeteci sormuş: "efendim, gelmişken genelevdeki kadınları da kutsayacak ve günahlarından döndürmeye çalışacak mısınız?" papa bir an boş bulunup sormuş: "new york'ta genelev var mı?" ertesi gün tüm gazetelerin manşetleri şöyle olmuş: "papa uçaktan iner inmez 'new york'ta genelev var mı' diye sordu!"
insanlar bazı cümleleri söyler. konuşmanın bütünlüğü içinden o tek cümlenin cımbızla çekilip alınması; konuşmanın anlamını kaybeder ve o cümleyi bağımsız olarak, sanki birden bire söylenmiş gibi bir anlamsızlık içine sokar.
ucuz medyacılar, konuşmanın içinden bazı cümleleri seçip montajlayarak düzmece itiraf kayıtları bile hazırlayabilirler; "ne yani, öldürmediğim halde ahmet'i ben öldürdüm dememi mi bekliyorsunuz?" cümlesinde, yalnızca "ahmet'i ben öldürdüm" kısmını alarak kayıt etmek çok kolaydır.
"eğer bu insanların dini kullanış biçimleri; kendilerine bombalar sarıp masum insanların arasında patlatmak ve şehit olduğuna inanmaksa, din kisvesine bürünüp cahil insanları kışkırtarak madımak oteli'ndeki insanları yaktırmaksa, allah inancını ticari çıkar olarak kullanmaksa; o zaman çocuklarımız namaz kılmasın bale yapsın çünkü sanat uygarlıktır, sanatın olduğu yerde katliamlar yoktur" temalı bir konuşmadan da yalnızca "çocuklarımız namaz kılmasın bale yapsın" kısmını alıp akbabalar misali üstüne çullanmanın da ucuz provakatörlükten başka bir şey olmadığı bellidir.
bu, tam da ömrünü kız çocuklarının okumasına ve lepra (cüzzam) hastalığıyla savaşmaya adamış bir doktorun, bir profesörün, saygın ve aydın bir insanın cesedinden bile korkan kara örümceklerin yapacağı iştir.