en büyük zevki akli dengesi bozuk arkadaşı ile geceleri mezarlığa gidip, ölülere dünyada olup bitenleri anlatmaktır. iki gün önce gittiğinde mezarcı abiye uğrayıp iki kelam etmek istedi. içeri girdiğinde mezarcı abi masadaki kemik parçalarını saklamaya uğraştı ama nafile, gördüler. tamam gelin çocuklar size gerçeği söyleyecem dedi mezarcı. huzursuzlanan gençlerin geçen izledikleri film akıllarına geldi. mezarlıkta katledilen ergen çocuk; mezarcı bunlara doğru yaklaşıp elindeki kemikle kafalarına vurmaya başladı. akli dengesi bozuk arkadaşı mezarcının üstüne atılıp kemiği elinden aldı ve hışımla kemiği kemirmeğe başladı. gerisini aklı başında olan çocuktan dinleyelim:
arkadaşımın elinden aldım kemiği ve hesap ver dedim mezarcıya. bak evlat dedi günahımı alıyorsun sığırın ayağı o. bana bak mezarcı başı vicdansızlık yapma hangi mezardan çaldıysan geri yerine koy, ayıp lan, dedikten sonra aklıma geldi: sahi sen ne yapıyon lan bunları. mezarcının gözleri doldu, ağlamaya başladı. o benim eski sevgilimin kalça kemiği, öldükten sonra bizim mezarlığa gömdüler. bu kemiği hatıra olsun diye aldım. öbür kemikler ne peki. kem küm edince ağzının üstüne yapıştırdım tokatı. bir daha yapmam deyip özür diledi.
kahkaha atarak kemiği uzattım ve acına saygı duyuyorum dedim. bugün mezar ziyaret günü, hiçbir şey keyfimi bozamaz. hadi bi çay koy da içelim diyerek mezarlığın keyfini çıkardım o akşam.