insanın sinirlerini bozmaya birebir olan andır. genellikle geç yatılmış bir gecenin sabahında, hele hele o gün soğuksa ve gidilmesi gereken yer sevilmeyen bir yerse (bkz: okul) (bkz: iş) kişinin önce ne olduğunu idrak edememesi titreşimdeki telefonda önce deprem oluyor sanılması hemen ardından mallanması, saatin çaldığını idrak edince 'lan ne çabuk sabah oldu, off of' şeklinde hayıflanılması, uzanan elin bilinçsiz bir şekilde erteleme tuşuna basması ve beş dakika sonra aynı rutini tekrarlamasıyla giden bir süreçtir. bu süreç üç şekilde sonlanabilir
1) kişinin hür iradesiyle yataktan kalkması: gerçekten zor da olsa mecburiyet durumu nedeniyle yataktan sürünülerek de olsa soğuk dış dünyaya uyanılır.
2) kişi uyanmaya karar verir ve lakin beceremez: bu genellikle saat çok erkene kurulduysa gerçekleşir. ders çalışmak için saati beşe kurduğunuzda erteleye erteleye bir bakarsınız ki en sonunda bir noktada ertelemeyi unutmuş, saati kapamış ve uyumuşsunuzdur. işte en kötüsü de budur. zira erken kalkıp ders çalışayım derken sınavı kaçırmanız içten bile değildir. biz bu duruma (bkz: dimyata prince giderken evdeki bulgurdan olmak) deriz *
3) kişinin uğraşacak mecali kalmamıştır ve sallar: bu zaatı muhterem ihtimalen devam zorunluluğu olmayan kişidir. hava soğuktur ve yatak sıcaktır. öyleyse derin bir iç çekildikten sonra 'yemişim dersini,uyuycam yaa' demek suretiyle tatlı ruyalara dalınır *