yaklaşık bir yıl kadar önce bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine başladığım inanılmaz anime ve manga serisi. önceleri anime karşıtı olduğum ve animelere burun kıvırdığım halde, beni baştan çıkartmıştır kişimoto kardeşimiz. öncelikle şunu belirtmeliyim ki narutodan önce benim için animeler çocuklar için çizilen walt disney çizgi filmlerinden farklı değillerdi. fakat bu illet adamı öyle bir bağlıyor ki bilgisayarın karşısına ne yemek yemeye fırsat oluyor ne su içmeye. sakın vize haftasında ya da final haftasında başlamayın. sizi yer bitirir, vizlerinizden veya finallerinizden geçeceğiniz varsa da kalırsınız.
kişimoto abimiz bu hikayeyi öyle bir hazırlamışlar ki, ekşın dolu, macera dolu, fantastik öykülerle dolu fakat aslında bu güzelliklerin altında insanı cezbeden, yer yer güldüren, yer yer hüzünlendiren hatta benim diyen adamı bile ağlatabilen bir manga yaratmışlar. aslında olay hiç kimsenin yabancı olmadığı itilmişlik, kakılmışlık temasından başka bir şey değildir fakat narutonun azmi ve kararlılığı insanı inanılmaz gaza getirmekte. evde izlerken "yürü be koçum!", "heyt be aslanım" gibi nidalar atarken bulabilirsiniz kendinizi. güzel kurgusu, hiç eksik olmayan ekşını ve gerektiğinde sizi hüzüne boğan temasıyla vazgeçilmezlerden olmuştur benim için.
hikayeye biraz daha farklı bir açıyla baktığımızda narutonun hokage olmak için yanıp tutuşan ve bu hayalinin peşinden giden bir delikanlı olduğunu görüyoruz. evet biliyorum Hajime Kamegaki-san'ın (animenin yönetmeni olur kendileri) tutarsız davranışları ve bitmek bilmeyen filler serileri ile bizi canımızdan bezdirmiş ve galeyana getirmişlerdir. naruto shippuuden'e geçildikten sonra özellikle an itibari ile coşmuş, bleach'e ve full metal alchemist'e parmak ısırttıracak hale gelmiştir.
müziklerini toshira masuda adlı bir japon arkadaş yapmaktadır, özellikle main theme song'u ve sadness and sorow parçaları damakta pastırma tadı bırakır.