türkiye'de artık şablon haline gelen kalıplaşmış düşünceler bütününün ürünü olarak açılmış bir başlık; daha çok osmanlıca öğretimine bir tepki olduğu açıkça belli. gün gelir ali kıran baş kesen kesilir, mangalda kül bırakmayız; osmanlıyız, sakalı bıyıklıyız, dünyanın anasını ağlatmış ecnebi "sire"sine "monsenior"une şaplağı savaşın ortasında geçirmişizdir! bununla da övünür, bıyık burkarız! işin ilginç tarafı Osamanlıca dillendirildiğinde de birden militan demokrat ve pozitivist kesiliriz.[bir nevi eskiye dönüşün göstereni olması dolayısı ile- daha doğrusu belirli ideolojiler tarafında sürekli tarihi ile olan bağın gevşek tutlmasının rejimin devamı için zorunlu bir olgu olarak lanse edilmesi dolayısı ile yobazın, gelişim dinamikleri düşmanının [sözde]dilidir. Hali ile okullarda farsça ve arapça okutmak yobazlık; latince ve yunanca okutmak da gözü kör batı hayranlığı şeklinde yorumlanmıştır. sorun şu ki hepimiz dillere kültürel anlamda bak[a]mamanın; bu olguyu sürekli belirli ideolojiler temelinde algılamanın tuzağına düşmekteyiz. şunu hatırlatmak elzemdir ki; rusya gelişim dinamiklerini kilise dilinin latince ve yunanca ile olan yakınlığı hasebiyle elde etmiştir.
"Türk Milletinin miladı, Cumhuriyet'tir" şeklinde söz söyleyen ve cumhuriyet öncesi tarihi hiçe sayan bir insanın milli eğitim bakanlığı yaptığı ülkede yaşıyoruz*. tarih herşeyden çok bir sürekliliktir; kesik hatlar bütünü değil.