boston celtics'in orlando magic'e resmen tecavüz ettiği ve doğu da gerçek kralın kim olduğunu herkese gösterdiği maç. "bunlar artık yaşlandı, orlando bi' tempo yapar feleği şaşar boston'un" diyenlere de muazzam bir kapak oldu ayrıca. boston'un özellikle üçüncü çeyrekte orlando magic'in bu seri hariç tüm sene yaptığı "topu çevirerek boş şutörü bulma" oyununu muazzam düzeyde oynayışını izlemek müthişti.
ayrıca bu maç dwight howard'ın mentalite olarak tam bir loser olduğunu herkese gösterdi sanırım. olmadık pozisyonda abuk subuk fauller yapmalar, kasti olarak rakibin kafasına dirsek atmalar, potadan üç adım uzaklaşınca elinin ayağının birbirine girmesi bir yana takımın bir duruşa ve ruha ihtiyacı olduğunda araziye uyan ilk kişi oluşu ile de tıynetini herkese gösterdi. umarım basketbolseverler artık boyalı alanda iki tane sert smaç vuran her uzunu "ahan da yeni shaq" diye lanse etmezler; işin ucunda böyle göt olmak da var sonra. dünkü maçta 10 yıl önceki shaq olacaktı da perkins'ler robinson'lar falan o işlere kalkışacaktı öyle mi?
hazır söz loserlıktan açılmışken, kuzeni t mac ile birlikte nba'de tüm zamanların en büyük loserı olduğunu herkese bir kere daha ispatlayan vince carter eziğini de unutmayalım tabi. ulan arkadaş bi' büyük maçta da oyna, bi' inisiyatif kullan, sorumluluk al be adam. bu loser'ın jason richardson'dan ne fazlası var da bu kadar pompalanıyor anlamak mümkün değil. ve son olarak
(bkz: beat la)