okanın büyük bir felesefesi var "sokaktayız hayat sokakta" sokaktaki bir okanın hayatın o tehlikesiz, korunaklı yolundan çıkıp tali bir yolda 300 km basan bir motorla 90'ı geçmeden giderken bir tarladan kontrolsüz olarak çıkan traktöre arkadan çarparak ölmüştür "aziz" köylümüzün kulakları fazla işitmediğinden hiç bir şey farketmemiş ve 20 km boyunca traktörün arkasına yapışmış olan okan cesedi ile yol almıştır ki onu oralarda kimse tanımadığı ve siklemediği için tipinede bakarak fikir yürüten köylüler, herhalde bir deli felandır diye cesedini köy imamına yıkatıp götüne pamuk tıkıp köyün mezeralığına gömmüşerdir, yıllar sonra mezarı bulunan okanın, köylülerin birazda popüler medyayı takip etmemenin verdiği ezikliği ile "ulan biz ne yapmışız aq" psikolojisi ile mezarını türbe yapmaları ile sonuçlanmıştır. kendisi anadoluda ölmüş bir tasavvuf erbabı olarak hizmet vermektedir artık, tüm godoşların başı sağ olsundur. kendisi ölmeden önce hayatın entel sokaklarda değil tenhalarda olduğuna inandığı ve bu nedenlede tali ve tenha yollara girdiği tespit edilmiştir. (bkz: çeşme başı yaş fazla çekme haşhaş)