kılıçdaroğlu nun ülkenin umudu olduğu gerçeği

entry23 galeri
    13.
  1. ecevit'in ecevit olduğu yıllara yetişemedim. okudum ettim ama biryere kadar. süleyman demirel'i, hüsamettin cindoruk'u tansu çiller'i, mesut yılmaz'ı deniz baykal'ı devlet bahçeli'yi ve malsefe recep tayyip erdoğan'ı izleme, dinleme birebir anında anlama fırsatı buldum. bu dönemler içerisinde söyleyebilirim ki kemal kılıçdaroğlu son yıllarda türk siyasetine gelmiş en iyi devlet adamı olacak.

    bir kere adam yalancı değil! bakın bu çok önemli, adam yalancı değil. akp üyeleri gibi bir felaket, kaza vb. olay olduğunda olay yerine halk orda olmamızı ister bu bize artı puan kazandırır diye değil o insanların ölümüne gerçekten üzüldüğü için olay yerine gidiyor. adam birkere sahtekar değil, dolandırıcı değil, siyasi jargonu kullanmıyor, lafı eveleyip gevelemiyor, dolambaçlı anlaşılamaz bir dil kullanmıyor. herkesin anlayacağı dilde herkesin seveceği, sayacağı bir uslüpta düşündüklerini, görüklerini, olanları ve olması gerekenleri dile getiriyor. bu çok önemli. akp iktidarı ve önceki iktidarlar boyunca ne çektiysek yalandan, dolambaçtan çektik. süleyman demirel'in cümlelerini hatırlıyorum da herbiri için ayrı thig tangler kurulması gerekirdi. keza recep tayyip erdoğan'da benzeri bir jargon kullanıyor. ancak kemal kılıçdaroğlunu dinlerken yalın, sade ve anlaşılabilir bir dil görüyorum. bir kere adam senin benim gibi, bizim gibi. oğlu baterist, eşi annem gibi bir kadın. yani nasıl ki recep tayyip erdoğan için türkiye'nin belirli bir kesimi tıpkı bizim gibi diyebiliyorsa diğer bir kısım da kemal kılıçdaroğlu benim için bizim gibi biri diyebiliyor. *
    kendisinin türk siyaset hayatında çok önemli yerlere geleceğine bu günden imzamı atarım. bunun en küçük örneği bu gün üst düzey yerlere gelenlerin geçtiği her sınav olan ucuz eleştrilerle karşılaşması. bir ağırlığı yok, vizyonu yok, liderliği yok, gömleği öyle, halkçı değil vs gibi saçma ve detay eleştrilerle karşılaşması. bu yollardan geçen herkes bu sınavla karşılaştı ve bir şekilde tavırlayla, düşünceleriyle, söylemleriyle bu sınavı geçmeyi başardı. recep tayyip erdoğan bile laiklik karşıtı onca kaseti yayınlanmasına rağmen bir şekilde laiklikle ilgili sorulara verdiği cevaplarla, tavır ve davranışlarıyla seçmenlerini ikna etmeyi başardı.

    türkiye'de akp karşıtı seçmen sekiz yıldır oy verebileceği, akp'nin karşısına çıkarabileceği bir lider, bir parti, bir düşünce bulamıyor. bu muhafazakar olur, milliyetçi olur, solcu olur, aşırı solcu marksist olur vs vs olur her akp'nin politikalarını, ülkeyi götürdüğü yeri beğenmeyen insan istediği, beğendiği, inandığı bir lider bulamasından dolayı sırf iş olsun diye geleneksel partisine oy verdi. bu kimi zaman istemeye istemeye deniz baykal'a rağmen chp ye oy veren insan oldu kimi zaman da devlet bahçeliye rağmen mhp'ye. kemal kılıçdaroğlu melih gökçek'le star tv ekranında karşılaştığı zaman siyasi görüşü farketmeksizin her akp karşıtı görüş sahibi insanın gönlünü kazandı. evet oyu aldı. kemal kılıçdaroğlunun hitap ettiği potansiyel bu yüzden sadece klasik chp seçmeniyle sınırlı değil. türkiye'nin her yerinden akp karşıtı, yolsuzluk, dolandırıcılık karşıtı her insanın, artık bu ülkede dürüstüğün, iyiliğin birşeyler yapması gerektiğine inanan her insanın sempatisini kazanan bir politikacı olduğu için kılıçdaroğlu'nun bu bunu avantajını başkanı olduğu partisinde oy'a döndürmesi çok rahat olacaktır.

    akp iktidarı %47 ile iktidara geldi. neden geldi, nasıl geldi hepimiz gayet iyi biliyoruz. belediyecilik diyelim, tarikat tipi organizasyon diyelim, şehirlerin yatırıma açlığı diyelim. bir şekilde akp %47 oy alarak iktidara geldi. geldiği günden beri türkiye'nin uğraştığı tek konu sistemsel olaylar. bir tane bile işe alım yok, insanların cebinde parası yok, bankalar sömürüye icraya devam ediyor, insanların değil bankalarla mücadele edecek gücü ayakta duracak dermanı yok. herkes bitkin, herkes bıkkın. ama akıllarda, gündemde tek bir şey var. sistem! sistem! sistem! akp 2007 seçimlerinde iktidara geldiğinde beri sistemsel sorunları değiştrimek için uğraşıyor. kendisine iş, aş, rahatlık, huzur özgürce yaşayabileceği bir ülke sağlaması için verilen oyları akp, kurumların yapılarını değiştirecek yasalar geçirmek, askerin düzenini değiştirmek, basını sindirmek, anayasa değişikliğiyle anayasa mahkemesinin düzenini değiştirmek vs vs gibi olaylar için kullandı. akp'ye oy vermiş insanın da bu konuda böyle düşündüğüne eminim. fakat seçmenin asıl istediği akp'nin ucsuz bucaksız anadolu tarlalarında gezer gibi hareket etmesi. istediğini, istediği zaman, istediği şekilde meclisten geçirmesi. kendisine oy vermeyen insanları yok sayması, toplumu kutuplaştırması. kemal kılıçdaroğlu'nun en büyük avantajı böyle bir siyasi ortamda ortaya çıkmış olması. ben inanıyorum ki akp'den de mhp'den de büyük kopmalar olacak.

    neyse, kemal kıçıdaroğlu türkiye'nin tek umududur demiyorum. ama umudurdur. bu bir gerçek. kemal kıçıdaroğlundan daha iyi, daha bilgili, daha entellektuel insanların bu ülkeyi yönetmesini bende herkes kadar istiyorum. bende ilber ortaylı tarzı bir başbakanımız olsun istiyorum fakat türkiye'de siyaset ne yazık ki böyle insanları içerisinde barındıramıyor. böyle insanlar da siyasette var olmayı istemiyor. buna da şükür, bir umuttur yaşatan insanı.
    0 ...