Çelimsiz peygamberleri sindiren kaygısız balıkların
Solungaçlarında ağlarken takla atan jonglörler.
Ankanın kanatlarında ot çeken bir şeytanın kahkahaları
Ellerini titretiyor yırtık kalpleri dikmeye çalışan kör cerrahların.
Kanatları siyah bir melek gözlerinden aşk fırlatırken gözlerime
Kötü ruhlara hükmeden beyaz cübbeli karanlık ihtiyarlar gibi
Sert duruyor içimde acılarım.
işkence altında sır vermeyen onurlu bir asker kadar mutluyum
Giderken sırrımdan herhangi bir parça koparamayışına.
Cesur kelebeklerin sakat kalmış ejderhalara kanatlarını bağışladığı,
Ejderhaların yırtık prensesleri pazarladığı bir coğrafyanın
En yağışlı ikliminde kafatasımı eritirken alnıma düşen her asit damlası,
Tanrı babamın dilini kopartıyor,
Elinde lsd şişesi, Massive Attack dinlerken ağlıyor
Unutulmaya yüz tutmuş bir peygamber.
Kan akan ırmaklara atılırken gecenin kör vakitlerinde faili meçhul tinsel cinayetler,
Karaya vuruyor şişman bir melek.
itiraf etmeliyim anne;
Şişman bile olsalar melekler ölürkende güzel oluyor.