çevreyi korumayı hala fantazi veya hobiden ibaret zanneden gaza gelmiş yurdum insanı söylemidir. beğenirsiniz-beğenmezsiniz ama çevre için bir şeyler yapmaya çalışan ve temel hedefi bu olan bir örgüttür. sonra yarın öbür gün "çöl oluyoruz, hastalıklar arttı, suyu idareli kullanalım, denizler kirlendi, nehirler bitti" falan diye ağlamayasınız, tutarsız kalabilirsiniz. endüstrileşme lazımdır (sonuçta dağın başında kulübemizde yaşayacak durumumuz yok), ama artık doğayla dost olarak yapmak gerekir. deniz bitti, doğanız, doğal kaynaklarınız 1000 yıl önceki gibi bol değil. bu tarz başlıklar atarken olayı nükleer enerji tartışmasından, greenpeace gibi örgütleri de kıldan yünden veya sadece türkiye'de eylem yapan bazı uçuk tiplerden ibaret emperyalizm örgütü sanmayın. fransızlar bu örgütün gemisini batırdı. eylemcileri çok sayıda ülkede (gelişmiş ülkeler de dahil) gözaltına alınıp duruyor. ayrıca sadece eylem değil, geniş çapta bilgilendirme çalışması da yürütüyorlar. murat bardakçı'dan duyarak öğrenip gaza gelmeyin. araştırın biraz. ha, kızacaksanız ondan sonra gene kızın ayrı konu, ama önce biraz araştırın, çevre sorunları ile ilgili konuların doğrusunu bilin.
ha bir de, çevreyi temiz tutmak isteyenlerin ellerine pis derken, asıl emperyalistlerin, türkiye'ye atık varillerini sessiz sedasız kaktıranların, doğayı mahvedenlerin ellerini de bir zahmet görüverin. sonuçta greenpeace'in siyasi veya yasal yaptırım gücü yok. sadece eylem ve bilgilendirmeyle kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. vurmuyor, kırmıyor. eleştirin, çevre düşmanı olabilirsiniz, bu fikrinizi savunmak doğal hakkınızdır, ama "çek pis ellerini" diye edebiyat yapıp olayı abartmayın. sonuçta greenpeace'in türkiye'deki üyelerinin çoğu türktür.
nükleer enerji müstakil bir tartışma konusudur, greenpeace de illa her konuda haklı olacak diye bir şey yok. tartışırsınız, argümanlarınızı, verilerinizi kamuoyuna sunup ikna etmeye çalışırsınız. ama çevreyi korumaya çalışan birilerinin olmasında fayda vardır. bugün kapattırırsınız, hapse atarsınız bir şekilde greenpeace ve benzeri çevreci örgütleri yok edersiniz. ama yarın öbür gün ararsınız. devletin, kapitalistin kuracağı çevre örgütü veya vakfının derdi-tasası olay paraya pula dokunana kadar sürer, ondan sonra kıvırtma havalarını izlemeye başlarsınız. o noktalara gelinip ortada doğal kaynak, temiz hava, yeterli kullanılabilir su falan kalmayınca kızılderili atasözlerini terennüm etmek için artık çok geç olur. o zaman gizli-saklı emperyalist emellerinizi de, nükleer bombalarınızı da, altınınızı da yiyip içemezsiniz.