ahlaki çöküşün genetik şifreleri

entry9 galeri
    1.
  1. sabah 06:30'da yürüyerek işe gidiyorum.
    önümden 15 yaşılarında, dizlerine kadar gelen eteği altına, çorap giymemiş liseli bir kardeşim, çantasının ağırlığı altında ezilmemeye, otobüsünü kaçırmamaya çalışarak ve kafası önünde yürüyor.
    bir an dikkat ettim; karşıdan gelen benim bile babam yaşında adamlar, sabahın köründe, kardeşimizin bacaklarına bakmadan edemiyorlar. şöyle bir dikkat ettim, geçen 50 kişiden neredeyse dikkatli ve arzular tarzda bakış atmayan bir, iki kişi vardı.
    bu insanların kendilerini uzak tutamadıkları sapkınlıklarının altında genetik bir faktör olabilir mi diye düşündüm. genetikte nesilden nesile aktarılan bir bilgi dağarcığı olduğu yönlü kuramlar var. kişi hayatı boyunca sahip olduğu yaklaşımlarla hayatını şekillendirirken, kendisini takip eden hayatları da şekillendirmenin adımlarını atıyor farkında olmadan. sıradan bir iç gıcıklaması zamanla bir hastalık veya sapkınlık olarak geliştirebiliyor kendini. bilim adamları üç nesil, davranışın karakteristik bir genetik faktör olması için yeterli bir taban oluşturduğunu düşünüyorlar. acaba baktığım bu insanlar kaçıncı nesildi de, sabahın köründe, önlerinden geçen, çocukları yaşında bir kıza ağızları sulanarak bakmaktan kendilerini alamıyorlardı ve sonraki nesilleri, çocuklarımızı ve torunlarımızı nasıl bir ahlak ve toplum çıkmazı bekliyordu.
    işin başka bir boyutu da gerçekleşen olayların üstüne yapıcı bir şekilde gidilmemesi. anadoluda neredeyse her hafta bir ilde olmak üzere gerçekleşen, çocuk tacizi ve tecavüzü olaylarının, yaşandığı ilde 6,7 ayda bir oluyor diye genel bir durum olarak görülmeyip, yapan şahısların ahlakı ve psikolojik durumu hakkında yorum yapılması. farkında değiliz ama ülkemiz, çocuk istismarı, kadına taciz ve şiddette dünya lideri bir ülke. kadınlarımız güvende değiller. hatta erkek çocuklarımız dahi güvende değiller. hatta ve hatta kundaktaki bebeklerimiz dahi bu ahlaki çöküşün kurbanları olabiliyorlar.
    çok net olmasa da, yaygın bir kanaat türkiyenin çocuk pornosu konusunda, batılı talepçilerin, kaynak ülkelerinden olduğu, hatta ilk 2 ülke arasında yeraldığı yönlü. binlerce çocuğumuz kayıp, sayısını bilmediğimiz kızımız ve erkeğimiz gizli mağdur. kimbilir kaç tanesi kayıp olarak aranıyor. her ne kadar kendimize konduramasakta ülkemizde sokakta da gözlemliyeceğiniz boyutta alarm çanları çalıyor.
    devletimizin ve sivil toplum örgütlerinin konuyu ele alışı, münferit kişisel olaylar olarak görmek ve göstermek yönlü. artık şu internetin diğer konularda olduğu gibi, bu konuda da hem idarecilerimizi hem de toplumumuzu uyandırma ve tedavi etme zamanı geldi diye düşünüyorum. gelin bu konuyu sözlüğümüzde açtığımız başlıklarla ve entrylerimizle(sözlüğümüzde yeralan bazı yazar arkadaşlarımızın, kadına ve genç kıza bakış açısıda ayrıca tartışılmaya değerdir.)
    enine boyuna ortaya koyalım. unutmayın ki görmezden gelinen her olay, toplumumuzda kangrenin daha da yayılmasına ve sonunda evlerimize, okullarımıza, hastanelerimize, toplumsal hayatın her yerine ulaşmasına neden olacaktır.
    hepinizi bu toplumsal yarayı nasıl tedavi ederiz konusunda düşünmeye davet ediyorum.
    bireysel her adım, yanyana konulduğunda, geleceğimiz adına dev bir adım atmış oluruz.
    başlık ve entrylerinizi bekliyorum.
    53 ...