kemal kılıçdaroğlu

entry11905 galeri video83 ses1
    1346.
  1. bürokrasinin ve chp'nin tepeden bakma özelliğine sahip yeni chp başkanı. daha seçilmesinin ilk saatinde "sayın" demeye layık bulmadığı başbakana bile tepeden bakabilmiş, çocukça bir hareketle güya "recep" isminden başbakan rahatsız oluyormuş da onun için recep diyormuş da bla bla şeklinde söylemlere girmiş. bu mu chp'yi kurtaracak? bu adam mı halkın yanında yer alacak? rakibi kim olursa olsun fairplay ruhuna sahip olmayan, çocukça kavgacılığı bir kenara bırakamayan chp büyük hedeflere ulaşabilir mi? çok zor. şişirilen balon olmaya devam etsin. hangi kanıt gösteriliyorsa chp'nin oyları kemal kılıçdaroğlu ile artmış... bakacağız bakalım... halka yakınmış, nerden anladınız?

    halka yakın demekle yakın olunuyorsa... çakma yani yetersiz sol söylemlerle sahipsiz kalan solu sahiplenme hevesi içinde, fakat solcular bunu yemez... seçildikten sonra konuştu konuştu toplayınca bir incir çekirdeği etmez. akılda kalan tek şey başbakana recep bey diye hitap etmesi... fakirlere sigorta yapacakmış, kömüre, pirince muhtaç etmeyecekmiş, bu millet bunları çok duydu. seçimden sonra unutuldu. nasıl olsa seçilemeyeceğim diyerek bu kadar havadan uçulmaz. millet kanıt ister. böyle bir şey yapmak için ne gibi bir programın var, ne gibi bir kaynak oluşturup gerçekleştireceksin bakar. tansu çiller gibi her vatandaşa iki anahtar veya cem uzan gibi uçuk fikirlerle kaç kişiyi kandırabilirsiniz?

    din ile sorunumuz yok, din siyasete alet edilmesin diyor. basit bir şey öğreteyim. bir siyasetçi "din siyasete alet edilmesin" diyorsa onun din ile sorunu vardır. çünkü dünyada tüm siyasetçiler, dini siyasete müsbet veya menfi yönde alet eder. çünkü din; sivil toplum kuruluşlarının sözel, töresel, kanunlarla belirlenmiş hiçbir yapıya ihtiyaç duymadan kolayca, kendiliğinden örgütlenmeyi, birlikte davranmayı sağlar. geçmişe bakılırsa atatürk kurtuluş savaşı için insanları birlikte hareket etmeye çağırırken camileri ve çevresinde din ögesinde birleşen insanları kullandı. inönü'nün cami düşmanlığının sebebinin cami etrafında toplanan halktan oy alamaması ve insanların oradan dağılmasını sağlamak olduğu görülür. alternatif olarak halk evleri kurmuşlar, fakat istedikleri kadar faal hale getirememişlerdir. kemal kılıçdaoroğlu'nun din ile meselesi olmayabilir. ama dindarlardan oy alamayan chp her zaman camilerle uğraşacak dini öge etrafında birleşmenin önüne geçmeye çalışacaktır.

    türbanlılara belirli bir üniforma giyip kimliklerini belli ediyor diye karşı çıkıyorlar. yobaz deyip aşağılıyorlar. daha bugün şahin mengü bunları söyledikten sonra chp'nin neresi değişmiş anlayamadık? akp'yi ayrışmanın merkezi olmakla suçlarken gerici yobaz basın dediği, bu adamları ciddiye almıyorum dediği insanları aşağılar şekilde konuşmak hiçbir şeyin değişmediğinin göstergesi... onlara göre adamsan chp'lisin, basın mensubuysan doğuştan chp'lisin, aksi halde yobazsın, gericisin, ciddiye alınacak adam değilsin. yandaş medya diye bir takım insanları suçlarken kendileri medya ve üniversitelerden üyeleri bile olmayan insanları parti meclisine seçtiler. kimin yandaş olduğu belli oldu... medya mensubu ve akademik kariyer sahibi bilim adamı kisvesi altında chp'ye yandaş olmak normal bir hak imiş, tersi halinde yanlış yolda olan militan görüşte, değersiz insanlar olarak bakmalıymışız. bundan daha ağır cümleler kullanıyorlar. daha ilk günden böyle insanları ayrıştırıp kendi adamlarının "tarafsız" gibi görünüp aylardır tv'lerde eletirileri normal görmeleri çok sakat bir kafa. yine söyleyeyim chp aynı tas aynı hamam...

    yine tepeden bakma, yine yandaş olma... onlar beyaz türkler biz zenci türkler. onlara göre akıllı adam, vatansever adam, yandaş olmayan dürüst adam chp'lidir. gerisi adam değildir. aynen bunu söylüyorlar. akılları almıyor, o yüzden türkiyenin onlara oy vermeyen % 75'i aptal... fıkradaki gibi otobana ters girip herkesi ters yolda gidiyor zannedenden farkları yok. halk sana uymayacak, sen halka uyacaksın. yoksa oy alma şansın yok... kendinden olmayanın siyasi görüşüne saygı duyacaksın, yoksa kimse sana saygı duyup oy vermez. hatta dediklerinde % 100 haklı olsan da, çok iyi hizmet verecek olsan da insanları verdikleri oy yüzünden, yaşamları yüzünden eleştirenlere oy vermeyi düşünmez bile... kemal kılıçdaroğlu faşistliği bıraktıklarını ilan ediyor, fakat aynı gün aynı faşizan kafadan adamları partide yüksek mevkilere taşıyor. gerçekten samimi ise işi çok zor.

    chp hala benim gibi milyonların gözünde "oy verilebilecek partiler arasında olmayan" bir parti. mhp bile benden yana faşizan olduğu halde oy verilmeye değer görülmezken, bana veya benim gibi olanlara karşı faşizan bir aşağılama tavrı olan, oy vermediğim için aşağılayan, kısaca beni beğenmeyen bir partiye oy veremem... yani chp; oy vereceğimiz değil, vermeyi bile düşünemeyeceğimiz bir parti... kimse kusura bakmasın. oy almak istiyorlarsa ben onlara yaklaşamam, onlar benden oy istiyorsa bana yaklaşmak zorundalar. öyle bir kaygıları olmadığı anlaşılıyor. benim gibi düşünenlerden oy alabilmek için akp'nin kömür ve pirinç verdiğini iddia ediyorlar ve insanları oylarını ucuz şeylere satmakla suçluyorlar. fakat ardından kendileri oy satın alabilmek için herkesi sigortalı yapacağız gibi dayanağı olmayan teklfler söylüyorlar, bu oy satın almak değil mi? biri yapınca sosyal politika biri yapınca oy satın alma oluyor...

    ayrıca daha bu ülkeyi tanıyamamışsınız. türk insanının çoğunluğu beleş bir şey verirseniz kıçını kaldırıp işe gitmez. ancak dayanılmaz derecesine gelince çalışır. herkesi sigortalı yaparsan kimse çalışmaz, o zaman ülke nasıl kalkınacak? delil mi istiyorsun? başka ülkelerde yaşayan türk işçilerine bak. meela hollanda, vatandaşlarına çalışmasa bile para ödüyor, her türlü masrafını karşılıyor. orda çalışmayanların büyük oranı türkler. bedavadan para alıp yaşamak hoşlarına gidiyor... bizim kültürümüzde çalışarak yaşamak yok. atalarımız savaşlar sayesinde ayakta kalmışlar. koca türk tarihinde veya dünya tarihinde bir şeyler üretmekle, ticaretle, bilimle, sanatla adını duyurmuş kaç şehir veya kaç insan var?
    0 ...