yağmurlu bir sokakta kendi ile yürürken, hüzünlenen bir insan düşünün.
kendine anlatmaktadır, geçmişte yaşanan onca olayın sebeb olduğu hezeyanları.
sonra bir an gelir, mutlu bir bakışla, anlatılanları dinleyen kendi, üzerindeki paltoyu atar omuzlarından, sana seni geri vermem gerek anlaşılan diyerek, göğsünden bir geçit açarak, kaybolur kendi vücudunda.
bir anda, 3 yaşına ilk hatırladığı hayat sahnesine büzüşür zaman.
elinde akide şekerleri, askılı kısa pantalonuyla, ıslak dudaklarına çarpan, taze biçilmiş çimen kokuları arasında, eski bir traktörün, doğduğu evin duvarında kayboluşunu izler. sonra artık yaşamayan dedesi, açar geniş bahçe kapısını, yüzünde dedelik tasviri gülüşüyle, nasırlı ama sıcacık, kocaman ellerini açarak, diz çöker torununun önünde, çocuk akide şekerlerinden birini daha ağzına atar coşkuyla ve olanca sevgisiyle dedesinin kollarına atılır. tam o anda dede kaybolur, ev kaybolur, çimen kokusu kaybolur, akide şekerleri ve keskin tadı kaybolur.
boş ve ıslak bir karanlıkta bulur kendini, dört tarafından yakarışlar, gözyaşları, kırgınlıklar, yitip gitmiş özlemler akan bilinmezde, gariptir ki, yabancı gelmemektedir, içinde bulunduğu ortam. yürümeye başlar emin adımlarla, bir taraftanda, duvarlardan süzülen kırgınlıkları, hüzünleri, özlemleri toplamaya başlar. mekandan kopardığı her hezeyanda, bulunduğu ortamın biraz daha aydınlandığını ve yavaş yavaş akide şekeri tadının diline vurduğunu hisseder. son kederide kucakladığında, kolları arasındaki onca hezeyanın, 30 yaşındaki kendisine dönüştüğünü ve dedesinin bakışlarında tanıdığı, sıcak bakışla baktığını farkeder. yaşarken söyleyemediği kadar içten bir duyguyla, seni seviyorum der. o an tekrar kendi ile barıştığını hisseder. kolları boştur ve tekrar doğduğu evin kapısı önünde, akide şekeri ağzında, burnunda taze çimen kokusu, kalbinde dedesinin ellerinin sıcaklığı, koşarken bulur kendini, bu kez farklıdır ama 30 yılın birikmiş duyguları ile hesaplaşmış, tertemiz bir yürektir artık, dedesinin özlediği kokusuna gömer başını ve o an uyanır. uyku sersemliğiyle yüzündeki anlamsız gülüşü ve kalbindeki eşsiz mutluluğu anlayamaz. o an ağzındaki akide şekeri tadını ve dedesinin kokusunu farkeder. hayata dair hatırladığı ilk an olan, evin önünde hayal eder kendini, traktörün görüntüsü ve ardında bıraktığı sesi hayal meyal hatırlar. farkındalığı gizli bir gülüş ve huzurla tekrar uykuya dalar.