sevdiklerimi benden alıp götüren deprem. birer birer, ellerimden kaya kaya...
daha ilk gün gibi hatırlarım, gecenin zifiri karanlığında yüzüme çarpan el fenerinin ışığıyla göz bebeklerimin büyümesini...
hatta babam o akşam belki de o maçı izlemese hepimiz ölecektik...
tuhaf belki ama bir maç bizim hayatımızı kurtardı...
çocukluk ya, simsiyah gökyüzüne bakmaya çalışmak için kafamı kaldırdığımda kendimi bir boşlukta sıkışmış olarak hissetmiştim...
o kadar insanın anlamsız şekilde bağırması, telaşlı koşuşlarındaki belirgin nefes alış-verişleri insanın suratına büyüdükçe tokat gibi çarpıyormuş meğer...
evet itiraf ediyorum, o depremde göcük altında çişim geldiğinde babamın tepkisi "yap kızım" olmuştu.
peki soruyorum hayat sana, her şey bu 2 kelimeyi ağzımıza alacak kadar basit mi?