futbolla ilgili reklam filmleri arasında zirveye oturmuştur gözümde. bundan iyisi de yapılabilir mi emin değilim. o yüzden önce nike'ın önünde saygıyla eğiliyorum.
daha önce arka arkaya izleyip de sürekli güldüğüm, aynı zamanda da futbolla ilgili bir şeyler izleyebildiğim bu kadar güzel bir reklam filmi olmamıştı. özellikle rooney'li kısımlar nedir öyle arkadaş! karavanından evsiz sakalıyla çıkıp ribery panosuna bakması, sir ilan edilirken kraliçe'ye sarılması, federer'i madara etmesi... çok acayip hakikaten. benim için problem değil, ben severim zaten de, rooney yerine daha çok sevilen bir topçu koysalarmış reklamın hayran kitlesi milyarları bulurmuş yeminle. ama dediğim gibi, ben zaten severim keretayı. pek sevmediğim ribery'nin ayağından o topu aldığında ben almışım gibi sevindim. kumda oyna ribery! niye hırs yaptıysam...
ronaldinho'yu görünce de bir şaşırdım. "hayırdır lan! yoksa son anda çağırdılar mı dünya kupası kadrosuna?" dedim. çağırmamışlar. olsun. kobe ile beraber ağıt yakar, zılgıt çekeriz biz de. aynı anda da o ayak hareketlerini yaparız.
"estadio cristiano ronaldo" kısmında ohaa nidalarıyla güldüm. ronaldo the movie bölümü ise beckham'ı hatırlatmadı değil. onunla ilgili yok muydu filmler? vardı. buradan anlıyoruz ki beckham zamanının ötesinde topçuymuş. yersen. neyse unutmadan, homer'ın "ronal-doh"su da güldürdü.
bak o kadar konuşmuşum bir cannavaro dememişim. cannavaro. o değil de nolacak bu juventus'un hali usta?
insan bu reklamda messi'yi de görmek istiyor tabi. arjantin formasıyla görsek kendisini mavi-beyaz fena mı olurdu? ama gel gör ki adidas'a bağlı kendisi. yazık. yol yakınken dön messi'cim. hadi. bekliyoruz.