her ülkeye, her döneme bir tane şart dediğim şahsiyet. neden mi? çünkü...
vakt-i zamanında din bezirgânları* daha zengin ve daha müreffeh bir yaşam için insanların manevî hissiyatlarını sömürürmüş. sömürünün kod adı "cennetin anahtarı" imiş. konut imarına açıp, depreme dayanıklı binalar inşa ettikleri öte taraftan sıcacık yuvalar satarlarmış kandırılmış beyinlere...
gel zaman, git zaman martin luther adında bir adam belirivermiş ve kilisenin bezirgânlarına: "cehennemin anahtarını almak istiyorum" demiş. "parası neyse 10 katını veririm" diye de eklemiş.
rahipler şaşkın tabiî. bırakın temel atmayı, daha imar bile geçirmemişler cehennemden. ama bakmışlar ki para nakit, "al" demişler, "bu da cehennemin anahtarı"... martini bu, şişede durduğu gibi durmuyor. atmış kendini yollara, başlamış bağırmaya:
- "ey ahali! bundan sonra cennetin anahtarlarını almayın. ben cehennemin anahtarını aldım. öbür tarafta kilitleyip kimseyi içeriye sokmayacağım."
"çünkü"sünü anladın mı şimdi sevgili sözlük?
not: yukarıda bahsini ettiğim davranışını sevsem de, dünyayı evrenin merkezinde sanmakla kalmayıp, bunu kör bir inatla diretmesini benimseyemem!