aslında bir entry girmeme kararı almıştım sözlükte. ve bunun da sebebini son entrymde belirtmiştim. fakat başbakan'ın maden ocağında ölenlerle ilgili yaptığı açıklama o kadar zoruma gitti ki birkaç satır yazmadan edemedim. öncelikte sözlükte ki arkadaşlara hiç olmazsa bu konuda hükümet kanadına eleştirel yaklaşabildikleri için teşekkür ederim. orada ki ölen işçilerin yerine kendimi koydum, inanılmaz tuhaf bir duygu. bilirsiniz germinal adlı romanı, orada da maden işçileri ölüyordu ve orada göçük altında kalan maden işçilerinin psikolojisi inanılmaz anlatılmıştır. ama tabi bu roman yazılalı 125 yıl olmuştur. bizse bu tür vakaları bu dönemde yaşamaktayız! ve buna da kader demektedir başbakanımız! yazıklar olsun diyorum ve utanıyorum böyle bir başbakanım olduğu için. ve sonra da diyor ki başbakan; ' ben bu meseleyi kadere inanmayanlarla tartışmam' diyor. sen kimsin arkadaş, t.c.'nin başbakanı değil misin, ben dinsizim ve sen benim de başbakanım değil misin? sen bu olayı bana kader ile mi izah eeceksin, kadere inanmazsam bana 'senle bunu tartışmam mı' diyeceksin! sen içerisinde sadece kadere inanaların olduğu bir ülkede başbakanlık yapmıyorsun, bu ülkede kadere inanmayanlarda var ve sen onu sindirmek zorundasın. ve bütün kötü vakaları kadere yükleyerek bu işten sıyrılamazsın.
not: bu arada bizim halen germinal gibi bir romanımız yoktur. bu kadar önemli işçi hezeyanları yaşamamıza rağmen!