Saate bakmayı bıraktım artık. Bıktım zamanı saymaktan. Hergün bir diğer gün için yaşamıyor muyuz zaten? Uzaksın bana hem de hiç olmadığım kadar hangi hayal dünyasındasın kim bilir? Bense sana bunları söyleyemeyecek bir sözlüğün bin bilmem kaçıncı entrysine yazacak kadar acizim. Utanmıyorum dersem yalan olur. Ama yapamıyorum. Korkuyorum. Herşeyden korktuğum gibi(ki sen bunu daha iyi bilirsin zaten). Bazen kafama esiyor uzaksın zaten söyle ve daha çok kaç. Ama yapamıyorum ne kadar uzak olsan da bazen beni anladığını biliyorum. Aklında bir yerlerde toprak altında ki bir solucan gibiyim. Bir düşüncenin altını kaldırdığında ben varım. Yaklaşmak istedim sana inan. Ama yapamadım. Savaşmadım da açıkcası olmaz, olmayacak gibi her zaman ki karamsar cümlelerle hadım ettim düşüncelerimi. Hep sevdiği insanların elini tutanlara bakmışımdır hayranlıkla. Cesaretin simgesidir onlar benim için. Bense elini tutmak için neler vermezdim düşünceleriyle katlediyorum günlerimi, gecelerimi ama gel gör ki iki kelimeyi yan yana getirip söyleyemedim. Ki ben seninle rüyamda tanıştım. Sonra gördüm buralarda. Keşke o rüyada ki kadar cesur olabilseydim. Bakabilseydim gözlerinin içine ama hep kaçırdım kafamı gerçekte. Gözlerine baktığımda kendi gözlerimden utandım. Yüzünü görünce yüzsüzlüğümden. Her şey hayal olsaydı keşke. Yaşasaydım hayallerimi. Ama gerçekleştiremediğim o kadar çok şey var ki. Dönüp arkama baktığım zaman. her neyse buldum o cesareti ve söylüyorum şimdi " seviyorum seni".