davaların ülke kalkınması için gerekli olduğu fikri bana çok yanlış geliyor; çünkü her davacının bir davalısı olur...
hele bir de mevzu bahis bir sentez olunca iyice içinden çıkılamaz bir hâl alır.
hristiyan toplumlar örnek verilmiş, çok enteresan. kutsal kudüsün fethine çıkıp da ortodoks konstantinapolis'i yağmalayıp geri dönen haçlı ordusu vardı, ne oldu ona? türklerin avrupa'da ilerleyişini durdurmak için macaristan'a yardım talebi için giden ve hunyadi tarafından esir alınan bir vlad dracula vardı, ne oldu ona?
güç elden kayıp gidince, en ufak sorun belirtisinde seni ilk düzen kendi ırkın ve kendi dindaşın olacaktır. hayalci olmamak lazım.
illa dava lazımsa, atatürk'ün gayet kabul edilebilir ve yeni dünya düzenine uygun olan gerçek atatürkçü düşünce diyebileceğimiz tavsiyelerini uygulamayı denemeleri fena olmazdı. ha bunun en başında herkese ters gelen "dinamizm" anlayışı vardır.