Ağam...
Oyuncun çukur kazdığında, kalecin poposuyla top tuttuğunda veya ayağını kalçadan tutup tribünlere salladığında ortaya çıkıp ağalığını gösterseydin, iki gün önce "aaa" diye kalakalmazdı seninkiler ortada.
Yüzleşseydin kazandığında, kırıp dökerek kazandığında, oyuncunun değil, senin müdahalelerinle kazanıldığında kontrol edebilseydin gücü, o zaman en güçlü olurdun.
O zaman hepimizin ağası olurdun...
840 dakika sonra Şenol'un elinde bulunan rekorunu kırmasına izin vermeyen Şenol'a ezdirmemiş olurdun Volkanını. O rekoru durduran da kapının önüne koyduğun Burak oldu ise bunda bir "ilahi adalet" dengesi, akıl sır ermez bir kantar olduğunu kabullenirdin.
Ağalığa da bu yakışırdı...
Marabalar bile saygı ve sevgiyi çoğunlukla paraya tercih eder ağam...
Oyuncun Güiza yerde yatarken ve rakip takım onu işaret ederken, Daum bile Emre'ye topu dışarı atmasını söylerken onun çabukluğu ile Cristian'ın bombası ve ardından "ağlamak" işaretinin üstüne gelmedi mi Alanzinho'nun oyunu çabuk başlatması...
Kendi silahınla vurulmadı mı ağam?.."