sağlık sistemi hakkında bolca atılır tutulur. gerçekten de çok aksayan noktalar vardır. fakat kıyaslanacaksa dünya sağlık sistemi ile kıyaslandığında dünyanın en iyi sağlık sistemlerinden biridir. konuşurken, yazarken yazdıklarımızın içini doldurmak zorundayız. bilimsellik gerekir. türk sağlık sistemini eleştirenlere tek sorum olacak. hangi ülkenin sağlık sistemi türkiye'den iyi sizce? dünya ve avrupa bile bizim sağlık sistemimize dönüş sağlamaya çalışıyor. acil servis hizmetleri avrupa'da kaza yerinde midahale şeklindeydi. yani kaza yerine tüm ekipmanlar gidip zaman kaybetmeden yerinde müdahale yapılıyordu. bizim sistemimiz ise tam teşekküllü hastanelere hızlıca taşıyıp tüm imkanlarla hayatı kurtarmak üzerine ve yolda basit müdahaleleri yapmak üzerine. şimdi avrupa'da bizim sistemimize dönüş yapıyor. bu basit bir örnek.
dünyanın neresine giderseniz gidin. sağlık sektörü paralıdır ve ücretleri oldukça yüksektir. yani parası olan yaşayabilir, hizmetlerden yararlanabilir. türk sağlık sistemi ise yıllardır dünyadan öndedir. günümüzde nerdeyse herkese sağlık güvencesi veriliyor. maliyetler ise oldukça ucuz(hizmet olarak, malzeme olarak dışa bağımlıyız). bir tomografi ücretini kıyaslasanız tüm dünyada en ucuz ülkeler arasında türkiye'yi görürsünüz. basit bir safra taşı ameliyatı için ingiltere 3 ay sonraya gün veriyor. türkiye'de ise sabah muayene olun, öğleden sonra taşınızı ameliyatla alırlar. amerika'ya sistemimimiz yürüyüş olarak benzer. fakat benzemeyen tarafı herkes bir güvenceye sahiptir. amerika'nın % 40'ının hiçbir sağlık güvencesi yok. yıllar önce bizim de sağlık güvencemiz yoktu diyebilirsiniz. fakat güvencesi olmayanlar bile ilaç alacağında, muayene olacağında başka birinin sigortası üzerinden gidip muayene olur ilacını başkası üzerinden alabilirdi. sizce devlet bunu bilmiyor ve engel olmuyor muydu? engel olmak istese çok kolayca yapabileceği halde mümkün olduğunca insanları kendi imkanlarıyla sağlık güvencesi sağlamaya zorlasa da güvencesi olmayanlara devlet el altından hizmet veriyordu. bizim millet bir imkan tanıdığında onu sonuna kadar sömürür. bugün herkese güvence veriliyor. insanlar gereksiz yere hastaneleri dolduruyor. bizim devlet ise önceki dönemlerde kanunsuz yollarla el altından hizmet vermeyi tercih ediyordu. kim ne derse desin ülkemin çoğu şeyi dünyadan oldukça iyi şekilde insana değer veren yönde... yeterli mi tabii ki değil, keşke daha iyisi olsun. bu benim için bir gurur kaynağı. dediklerime itiraz edenler çoktur. çünkü başka ülkelerde sistemi bilmezler. bana kıyaslayacağınız bir ülke verin onunla kıyaslayalım. iran bizimle yarışır belki ama yine de onların sağlık güvencesine sahip insanları bizden daha az olarak eleştirilebilir. bir arkadaş sağlık sistemi bakımından dünya sıralamasına atıfta bulunmuş. o listeyi hazırlayanlar o listenin en üstüne elbet kendilerini yazacaklar. yoksa türkiye'den geriyiz diye yazacak halleri yok. bu tür propagandalara kanmayın. ilaç fiyatları onlar üretip sattığı için pahalı. bugün bir kanser ilacının fiyatı 8 milyar. bir kanserli hasta kısa dönemde ölecek bile olsa devletimiz bu ilacın parasını eğer ilaç faydası ispatlanmışsa ödüyor. ingiltere de kanser hastalarının ilaçlarının devlet tarafından ödenmediğini biliyor muydunuz? sanki orda kanser olmak bir suç. yukardaki arkadaş ingiltere'de günlerdir beklemediği iddiasında bulunuyor. daha geçen gün ingiltere'DEN bir ürolog profesör kendi yaptığı bir ameliyat yöntemi üzerine hastanemize geldi. ameliyatı bizzat yaparak video konferans yöntemiyle başka ülkelere de yayın yapıldı. ameliyat olacak hastaya daha sabahleyin teşhis konduğunu ve ameliyata alındığını öğrenince çok şaşırdı. ingiltere'de bu işlemlerde aylar sonraya gün verdiklerini söyledi.
tüm dünya'da bizim gibi gelişmekte olan ülkeler(aslında geri kalmış ülkeler demek gerekir) hastalıkların bolca bulunduğu ülkelerdir. bunun sebebi zamanında yeterli sağlık harcaması yapılmamasının geleceği karartıp yükü daha çok artırmasıdır. yani ufak bir sağlık problemi zamanında tedavi edilmediğinde daha çok masrafa ve zarara yol açar. bir örnek vereyim. mesela böbrek hastaları zamanında yeterince doktora ulaşıp tedavi olsaydı hastalıkları geciktirilir ve daha uzun süre böbreği ile yaşayabilirdi. zamanında böbreği tedavi olmayanlar ya ölüyor veya hastalıkları iyice ağırlaşınca doktora gitmek zorunda kalıyorlar. ülkemizde yeterli nakil yapacak böbrek olmadığı için her yıl 5000 yeni böbrek hastası ortaya çıkıyor. nakil ise 1000 bile değil. yani katlanarak hasta sayısı artıyor. bunların ortalama yıllık diyaliz masrafları kişi başı 20 milyar ve bu devlet tarafından tamamı karşılanıyor ve ülkemizde 70.000 civarı diyalize giren böbrek hastası var. diğer sorunları için harcanan paralar da cabası... günümüzde herkes sağlık sistemine daha kolay ulaşabildiği için gelecek yıllarda yeni böbrek hastalarımızın sayısı azalacaktır. bir araştırmaya göre her ülkede böbrek hastası olmaya aday kişiler toplumun% 8'i civarı. yani 70 milyonluk bir ülkede 5 milyon 600 bin kişi hasta olmaya aday. bunların sağlık sistemi sayesinde ne kadarının böbreğini kaybedip diyalize gireceğini, ne kadarının tedavi olacağını göreceğiz. geçmişte sayı yüksek ve bu büyük bir masrafa yol açıyor. ilerde günümüzde herkesin hastaneye ulaşmasının neticesi olarak böbrek hastalarının azalması bekleniyor. amerika veya diğer zengin yabancı ülkelerin böyle sorunları pek yok. böbrek nakli ile olayı çözmüşler. bizde ise bağış oldukça düşük, hasta sayımız gelişmiş ülkelerden çok çok fazla, geçmişin bedelini ödüyoruz, zamanında rahat sağlık sistemine ulaşamayan insanlar çok zor durumda kalmadıkça hastaneye gelmediklerinden ilerleyici hastalıklar genelde son safhada tedaviye ulaşıyor... bu arada ekleyeyim. o kadar çok diyaliz merkezimiz var ki biz bu böbrek hastalarına çok iyi bakıyoruz. keşke zamanında böbrek hastası olmalarını önleyebilseydik. diyalizde o kadar ileriyiz ki avrupa'dan ve israil'den bir çok turist türkiye'ye gelip diyalize giriyor. ülkemiz ameliyatlar konusunda da oldukça ileri olduğundan bir çok yabancı türkiye'ye gelip ameliyat oluyor. ben sağlık sistemini şuna benzetiyorum. şu an ne kadar çok şey yaparsan yap, bir sistem mükemmel olsa bile yıllar önce kurulan bir şehirde yol yapılmamışsa, köprü yapılmamışsa, oturulacak evler yapılmamışsa, yeterli kaynak ayrılmadıysa şimdi çok şey yapsan bile yeterli olmaz. dünya bile bir günde kurulmadı. insanlar elinden geleni yapsa da yeterli ve zamanında yapılmayan, harcanmayan paralar katlanarak çıkıyor. sen mükemmel bir yol yapsanda o yolda giden araçlar önceki yol yüzünden bozulmuşsa bu mükemmel yolda giderken bile çok arıza yapacaklar. yani sağlık sisteminde bir sonuç alıp alınmadığını görmek için bir kuşak geçmesi lazım. mesela hastalara adam gibi davranan doktorla, adam yerine koymayan doktora bakarsan birinin yaşı hayli ilerlemiştir. onlar yerini yeni gelenlere bıraktıkça eski hantal yapılar, hantal kalan yapılar temizlenecektir. zamanında imkansızlıklar, yetersiz bilimsel gelişme ve yetersiz imkanlar yüzünden geri kalmışız ama yine de insan odaklı bir ülkeyiz.
gelişmemiş ülkelerle gelişmiş ülkeler araında sağlık harcamaları çok farklı. gelişmekte olan ülkeler çok fazla hastaya sahip aynı zamanda fakir olduğu için bütçelerinin çoğunu harcasalar bile yeterli gelmiyor. fakirlik hasta yapıyor, hastalar masrafları artırıp fakirleşmeye destek veriyor. bir fark daha var. gelişmekte olanlar gelişmiş ülkelerden ilaçlar alarak parasını dışarı veriyor. mesela gelişmiş bir ülke olsaydık bir nükleer santralimiz olsaydı her yıl nükleer tıpta kullanılan radyoaktif maddeler için dünyanın parasını vermezdik. kendi radyoaktif maddemizi kendimiz üretirdik. nükleer tıpta kullanılan maddeler iyot-123'tü sanırım sadece 12 saat etkili. uçakla bir yabancı ülkeden gelip kullanmak oldukça zor. yerine daha uzun süre etkili olan iyot-131 kullanıyoruz. sonuçta radyasyon hastada kanserli hücreyi yok ettikten sonra kendisi de kanserojen olduğu için kısa etki süresi olmalı. şimdi bir radyoaktif veriyoruz ve eğer radyoaktif madd yeni gelmişse hasta üzerindeki radyasyonun geçmesi ve çevredekilere zarar vermemesi için bir odada yatıp kalkmak zorunda kalıyor. bir nükleer santralimiz olsa hem kısa etkili radyoaktif madde kullanarak hastayı ve çevresindekileri radyasyonun zararlı etkilerinden korumuş oluruz, hem dünyanın parasını dışardaki ülkelere vermekten kurtuluruz. yeterli zenginliğimiz olsa su gibi kaynakları daha temiz yapan tesislerle, iyi bir beslenme programıyla bir çok hastalık önlenir. bazı aksaklıklar sağlık sisteminden değil yetersiz gelişmişlikten kaynaklanmakta... birde bakış açısı lazım tabi. mesela iran böbrek hastasına sahip değil. diyalize giren bir allah'ın kulu yok. diyaliz makinalarına yatırım yapmak ve diyaliz masraflarını karşılamak yerine vatandaşlarından böbrek satın alıp böbrek nakli yapıyor. biz ise organ naklinin dinimizce bir mahsuru olmadığı halde dine uygun olup olmadığını sorguluyoruz. vermemek içi bahane işte. kültürsüzlük göstergesinden başka bir şey değil. öldükten sonra organlarımız ne işe yarayacaksa...