bu sözün sahibi görüşünü açıkça belirtmiş ve görüşüyle de yargılanmaması gereken kişidir.
ama sırf konuyla ilgili not düşülsün diye: allah'a yöneltilmiş bu lafa kendisi kitabında cevaben şöyle demiş: "bilgisi olmayanlar: "allah bizimle konuşsa, yahut bize bir delil, bir mucize gelse" dediler. önce gelenler de tıpkı onlar gibi söylemişlerdi. kalpleri, ne kadar da birbirine benzedi onların. gerçeği iyice bilmek isteyenlere âyetlerimizi apaçık gösterdik." (bakara-118)
"kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. hâlâ görmüyor musunuz?"
buna ek olarak söylediklerinden birkaçı da:
"o, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da (geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona menziller takdir edendir. allah bunları (boş yere değil) ancak gerçek ile (hikmeti gereğince) yaratmıştır. o, âyetlerini, bilen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır."
"o, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. o geceyi gündüze bürüyor. şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (allahın varlığını gösteren) deliller vardır."
"şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, allahın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır."
" o, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. her biri bir yörüngede yüzmektedirler."
"görmedin mi ki allah geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine sokuyor. güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar gider. şüphesiz allah işlediklerinizden hakkıyla haberdardır."