yıllarca soykırım soykırım diye ortalarda gezen, nazizm'den nasibini almış bir halk nasıl olur da kendisinin olmayan topraklara ''burası benim'' diye sahip çıkar, katliam yapar? yasef nasi'nin ya da theodor herzl'in attığı tohumlar bu derece güçlenmiş, masum insanları yokedercesine, katledecesine kendi rüştünü ispata çalışırken, halkların kardeşliğinden dem vuran arkadaşlarım hala umursamazcasına nasıl nefret etememizi isteyebilirler ki? insan ölümleri hiç bir şekilde tasvip edilemez... halepçe'den bosna'ya, hadisa'ya sabra şatilla'ya virginia tech'e nerede insan öldürülmüşse orada, ve tam karşısında durman gerekir ki insan olmanın erdemlerine ulaştıgını bileyim. nefret ile farkındalığın arasındaki farkı anlayabilme yetenegi lazım bize...