kanayan kalbimi tutarak bağırıyorum. açılmıyor harfler, kitaplar, bilgiler. "c" harfinden mesela bir baş uzanıp, "gir içeri, öğren bu modern dünyanın sırrını" demiyor bize. kovuyorlar sayıların arasından, coğrafya kitabından, tıp biliminden, hukuk salatasından; kovuyorlar bizi her sabah, her akşam.
oysa içerde bir şey yok. o kitapların içi boş, o rakamlar gereksiz şişman, o harfler soğuk ve üşüyoruz öğrendikçe ve üşüyoruz kovuldukça ve üşüyoruz yüzlerine baksak, kapılarına gitsek. "kapılar bize gelsin artık" diyorum ve bağırıyorum kanayan kalbimi tutarak.
bir soru işaretinin ardısıra yürüyenler, cevabın menzilinde konaklamıyor azıcık. duraksamıyor azıcık ateşler içinde koşan çocuk. çağıramam geriye gidenleri, büyük adımlarla yürüyenleri.
fakat bilseler ki, o büyük adımlarla durup, hızla vursalar ayaklarını yere, taşların altında ne kadar solucan varsa dökülecek ortaya. dökülecek ortaya beyaz böcekler. ve büyük bir keyifle ezeceğiz onları.