darkranger

entry212 galeri
    74.
  1. illa ki kaynaklı açıklamamız gerekiyor, o halde buyrun:
    --spoiler--
    müta, dört mezhepte de haramdır, bâtıldır. müta, şahitsiz olarak bir kadına belli para verip, belli zaman için [mesela bir saat, bir gün, on sene] beraber yaşamayı sözleşmek demektir. mütanın haram olduğunu bütün ehl-i sünnet âlimleri icma ile bildirdi. (mizan-ül-kübra, ibni abidin)
    mütanın haram edildiğini bildiren hadis-i şerif, buhari, müslim, tirmizi ve muvatta’da yazılıdır. bunu haber verenlerden biri de hazret-i ali’dir. ibni sebecilerin, müta için hazret-i ömer’in ictihadı demeleri de, çok yanlıştır. çünkü, eshab-ı kiramdan hiçbiri buna muhalefet etmedi ve icma hasıl oldu. fetava-yi hindiyye’de diyor ki: (ücret karşılığı zina yapan fahişeye [genel evdeki kadına], imam-ı a’zama göre had vurulmaz. ikisi de şiddetli tazir olunur ve tevbe edinceye kadar hapis olunur. imameyne göre, ikisine de had cezası yapılır. müta yapana da fahişe gibi had vurulmaz.) fakat zinanın had cezası yapılmayan kısımları da haramdır. (berika)
    tefsir ve fıkıh kitapları diyor ki: nisa suresinin (istimta ettiğiniz kadınların ücretini verin) mealindeki 24. âyeti, müta için değil, nikahtaki mehir parasını vermek içindir. beydavi tefsiri bu âyeti açıklarken buyuruyor ki: (bu âyet, sahih olan nikahı bildiriyor, mütayı bildirmiyor. mehir parasını emrediyor. müta, önce mubahtı, sonra yasak edildi.) [şeyhzade tefsiri c.2, s.26]

    büyük âlim burhaneddin-i mergınani’nin hidaye kitabının şerhi olan inaye kitabında, mevlana ekmelüddin buyuruyor ki: müta bâtıldır. abdullah ibni abbasın bildirdiği gibi, müta önceleri mubah idi. fakat, hadis-i şerif ile, bunun yasak edildiğini, eshab-ı kiram söz birliği ile bildirmektedir. muhammed ibni hanefiye dedi ki: (babam imam-ı ali buyurdu ki hayber kalesi alındığı gün, resulullah mütayı yasakladı. eshab-ı kiramdan rebi bin meysere buyuruyor ki: “hayber’i feth ettiğimiz gün, resulullah, mütayı, üç gün helal etti. ben, amcamla bir kadının kapısına geldik. gayr-i müslim bir kadın kapıya çıktı, beni içeri aldı. o gece orada kaldım. sabah olunca, resulullahın sokaklarda, (ey müslümanlar, resulullah müta nikahını yasak etti) diye ilan ettirdiğini duydum. hepimiz mütadan vazgeçtik.”
    resulullah, hayatta iken, mütayı yasak ettiğini, eshab-ı kiram, icma ile bildirmektedir. icma, âyeti ve hadisi değiştirmez, âyetin ve hadisin değiştirildiğini haber verir.

    cabir bin zeyd diyor ki: abdullah ibni abbas da, ölmeden önce, mütanın yasak edildiğini söyledi. böylece, icma hasıl oldu. imam-ı malik, muvatta’da hazret-i ali’nin bildirdiği hadis-i şerifi yazmaktadır. hazret-i ali buyurdu ki: (hayber kalesini aldığımız gün resulullah eşek eti ile mütayı yasak etti.) [inaye s. 231]

    ibni mace’nin bildirdiği hadis-i şerifte, hazret-i ömer’in, (fahr-i alem mütayı, üç kere helal, üç kere de haram etti. vallahi, evli birinin, müta yaptığını işitirsem, onu recm eder, islamiyet’in emrini yerine getiririm) demesi, mütayı hazret-i ömer’in yasak ettiğini değil, resulullahın yasak ettiğini, onun yasakladığı şeyi yaptırmayacağını gösteriyor. eshab-ı kiramın hepsi, halifenin bu sözünü destekledi. ibni abbas hariç, hiç kimse tarafından itiraz olunmaması da, bunun önceden yasak edilmiş olduğunu herkesin bildiğini göstermektedir. hazret-i ali, abdullah ibni abbas’a, (sen yanılıyorsun, fahr-i alem, mütayı yasak etti) dedi. imam-ı ali’nin bu sözü üzerine, ibni abbas da, sözünden dönmüş, mütanın sonradan haram edildiğini söylemiştir. (buhari)
    müta ve muvakkat nikah bâtıldır
    büyük hadis âlimi, süleyman bin ahmed taberani ve süleyman bin davud tayalisi buyuruyor ki:
    said bin cübeyr bildiriyor: abdullah ibni abbas’a dedim ki:
    (ben, hiçbir zaman, mütaya helal diyemem. siz de, helal dememeli idiniz. çünkü, böyle demekte ne gibi zararlar doğacağını biliyor musunuz? sizin böyle, caiz demeniz, her yere yayılır da, herkes, bu sözünüzü, müta helal imiş diye, vesika olarak kullanabilir.)
    abdullah ibni abbas şöyle cevap verdi:
    (bu sözümle, mütanın, her zaman herkese helal olacağını bildirmek istemedim. ancak, zaruret olunca, zararı gidermek için caiz olur, dedim. allahü teâlâ, zaruret olunca, zararı giderecek kadar leş, kan, domuz eti yemeye izin verdiği kadar, mütanın da caiz olacağını düşünerek söyledim.)
    demek ki, icma hasıl olmadan önce abdullah ibni abbas da, müta her zaman, herkese caizdir dememiş, her haram olan şeyler gibi, zaruret olursa, zararı giderecek kadar caiz olur demiştir. hadis âlimi imam-ı beyheki, abdullah ibni abbas’ın daha sonra bu sözden döndüğünü açıkça bildirmektedir.

    abdullah ibni abbas buyurdu ki:
    müta önce helal idi. fakat, nisa suresinin, (ananız, bacınız, kızınız ...... size haramdır) mealindeki 23. âyeti geldikten sonra, haram edildi. (taberani, beyheki)
    müminun suresinin (müminler, zevcelerinden ve cariyelerinden başka olan kadınlardan sakınırlar) mealindeki 6. âyeti, mütanın haram edildiğini açıkça gösteriyor. çünkü, bu âyetten yalnız zevcelerin ve cariyelerin helal olup, başkalarının haram olduğu pek açıktır. kendisine zevce de, cariye de denilemeyen, müta yapılmış bir kadınla buluşmanın helal olduğunu iddia etmek, kur’an-ı kerimin açık olan emrine karşı durmak olur. mütacı kadın bir erkeğe vâris olmaz. bu kadının, bu erkekten olan çocuğu da, bu adama vâris olmaz. öyle ise, bu kadın zevce değil, cariye de değildir. resulullah efendimiz eshab-ı kirama buyurdu ki:
    (ey müslümanlar, müta nikahına izin vermiştim. fakat, şimdi bunu, allah haram etti. kimin yanında böyle kadın varsa, bıraksın ve ona verdiği malı geri almasın!) [müslim, ibni mace]

    mütanın haram olduğunu, hazret-i ali başta olmak üzere, birçok sahabi bildirmiştir. hazret-i ali, abdullah ibni abbas’a buyurdu ki: resulullah, hayber gazasında, müta ile eşek etini yasak etti. (buhari)
    yine buhari ve müslim’deki hadis-i şerifte resulullahın, mütayı üç kere helal, sonra, üç kere de haram ettiği bildirilmektedir. müta dört mezhepte de bâtıldır. (mizan-ül-kübra)
    iki hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
    (kadınları muvakkat [geçici] nikahlanmak haramdır. allah’a, haramları helal sayandan daha düşman bir kimse yoktur.) [ibni kani’]

    (muta nikâhı haramdır.) [buhari, müslim, tirmizi]

    mütacı ibni sebeciler: (her şey aslında mubahtır. yasak olmaları için âyet veya hadis gerekir) diyerek mütanın mubah olduğunu söylüyorlar. bu sözün nikah ile ilişiği yoktur. ilme [dine] uymayan bir safsatadır. çünkü bekara suresinin, (allah, yeryüzündeki her şeyi sizin için yarattı) mealindeki 29. âyeti, yiyecek, içecek ve giyecek maddelerinin hepsi helal olup, ancak âyet-i kerime veya hadis-i şerif ile istisna edilenler haram olur. insanların nefslerine ve ırzlarına dokunmanın haram olduğunu bu âyet göstermektedir. ancak, istisna edilenler haramlıktan kurtulup helal olur ki, bu da, sahih nikah ile almaktır. (elmalılı tefsiri s. 1328)
    şimdi, hazret-i ömer’e dil uzatan ibni sebe’nin kitabına cevap verelim:
    ibni sebe, kur’an ve sünnete göre müta isimli eserinde, ehl-i sünnetin dört hak mezhebine, eshab-ı kirama ve islam’ın iki göz bebeğinden biri olan hazret-i ömer’e kinli boğa gibi saldırmaktadır. müta zinasını hararetle savunuyor. hazret-i ömer’in, resulullahın yasakladığını bildirmesine ateş püskürüyor. bizzat ömer yasakladı bunu diyor. hazret-i ömer ile ehl-i sünnetin bunda ne menfaatleri vardır ki suçlanıyor? hani dünya menfaati olsa çıkarını düşündü diye iftira edilebilir. ama zinayı yasaklamasında ehl-i sünnetin ne yararı var ki? hazret-i ömer veya ehl-i sünnet niye mubah olan bir şeyi yasaklasın ki? bu, nakle olduğu gibi akla da aykırıdır. ibni sebe (ehl-i sünnetin anladığı müta bizimkinden farklıdır) diyerek şunları bildiriyor:
    1- mütada tarafların rızası şarttır diyor.
    cevap
    zinada da karşılıklı rıza yok mu? karşılıklı rıza olması mütanın caiz olduğunu mu gösterir?.

    2- biri teklif edecek öteki de kabul edecek diyor.
    cevap
    sanki bu zinada yok mu? icab ve kabulün bulunması mütayı meşru kılmaz.

    3- anne bacı gibi yakını olmamalı diyor.
    cevap
    zaten zina eden de anne bacı gibi yakını ile zina etmez. bu da, mütanın meşru olduğunu göstermez.

    4- müslüman veya kitap ehli kadın olmalı diyor.
    cevap
    zinada da bu olabilir. bu hüküm onun meşru olmasına delil olamaz.

    5- ücret ve süre belli olmalı diyor.
    cevap
    genelevde de ücret ve süre bellidir. ücret ve sürenin belli olması mütayı meşru kılamaz.

    6- ilişkiden sonra kadın ücreti hak eder diyor.
    cevap
    genelevde de böyledir.

    7- vaty olmaması gibi şart konabilir diyor.
    cevap
    böyle bir şart koymakla müta meşru olmaz.

    8- şahit şart değildir diyor.
    cevap
    zinada da şahit olmaz. hemen dip not inerek, malikilerde şahitsiz nikah caiz diyor. bektaşi gibi devamını söylemiyor. ama malikilerde velinin izni ile birlikte ilan da şarttır, yani falanca ile filanca evlenmiştir diye herkese duyurmak şart. mütada olduğu gibi iş bitince çekip gitmez.

    9- mütada kendi rızaları yeterli diyor.
    cevap
    bu mütayı nasıl mubah kılar ki? zinada da, kumarda da iki tarafın rızası olur. nikahta da üç hak mezhepte yani maliki, şafii, hanbeli mezheplerinde velinin izni de şarttır. hangi yönden bakılsa, müta zinadır.

    10- bir kusur için mütaya son verilebilir diyor.
    cevap
    zina edecek kimse de nataşada aids, frengi gibi bir hastalık tespit ederse onunla zina etmez. bu mütayı nasıl meşru kılar ki?

    11- mütada boşama yoktur diyor.
    cevap
    zinada da böyledir ortada nikah yok ki boşama olsun.

    12- mütada miras yok diyor.
    cevap
    yani mütacı, kiralık kadınla birlikte iken kalbden ölse, kadın mirasa konamaz. zinada da miras yoktur. miras normal nikahta geçerlidir.

    13- mütada neseb hükümleri var diyor.
    cevap
    bu tamamen yalan. hiçbir kaynağı yoktur. eshabdan müta caiz iken müta yapanlar akşam kadın ile beraber olur, sabah elveda der çekip giderlerdi. ertesi gün bir başkası gelip o kadınla birlikte olurlardı. yani bir kadın bir ayda 30 erkekle müta yapabilirdi. o zaman bir çocuk olsa, bu 30 erkekten hangisinden olduğu nasıl bilinecek de miras sahibi olacaktır? böyle yalanlarla müta zinasının meşru olduğu ispata çalışılmaktadır. diyelim ki kadın gözetim altına alındı, kimse ile müta yaptırılmadı, birkaç ay sonra gebeliği meydana çıktı. çocuğun nesebi de böylece tespit edildi. şimdi bu müta caiz mi olur?

    14- ibni sebe mütada iddet vardır diyor.
    cevap
    hiçbir kaynakta iddet yoktur. kendisi de uydurma olsun bir kaynak yazmamıştır. çünkü bir kadın, mütadan sonra başkası ile müta yapabiliyor, zaman sınırı yok. iddet nereden çıkıyor ki? mütayı meşru sayabilmek için uydurulmuş koskoca bir yalan.

    15- müta hükümlerini tarafların bilmesi gerekir aksi takdirde onlara izin verilmez diyor.
    cevap
    müta şahitsiz yapılıyor, kimden izin alacaklar ki? sanki ehl-i sünnet mütayı bundan farklı biliyormuş. bu şekilde olan müta zinadır. resulullah haram etmiş, hazret-i ömer de bunu çok kimse bildiği için, resulullahın emrine uygun olarak yasaklamıştır. böylece icma hasıl olmuştur. zaten kendisi de, imamiyye dışında bütün fukahanın icması olduğunu bildirmektedir.

    ehl-i sünnetin dört mezhebi yani bütün âlimler, (mütaya önce izin verildi sonra haram edildi) buyuruyorlar. ibni sebe ehl-i sünnetin icmasına ateş püskürerek diyor ki: (icma var demek, korkunç ve dehşet verici bir itirazdır. bu itirazı yapanlar, allah ve resulünün bir zamanlar zinaya izin verdiğini mi söylemek istiyorlar?)
    cevap
    ibni sebe'nin, bir zamanlardan galiba haberi yok. bir zamanlar içki içilmiyor muydu, faiz alınıp verilmiyor muydu, açık saçık gezilmiyor muydu? bunlar yasaklandıktan sonra artık vazgeçilmedi mi? önceki halleri için, allah bir zamanlar içkiye, faize, tesettürsüzlüğe izin verdi mi denir? içki ve kumar hakkında iki âyet meali şöyledir:
    (içki ve kumarı soranlara de ki: ”ikisinde hem büyük günah ve hem insanlara bazı faydalar vardır. günahları faydasından daha büyüktür.) [bekara 219]

    (şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. artık bunlardan vazgeçin!) [maide 91]

    içki ve kumar haram edilmeden önce, günah değildi, öyle değil mi? faiz de öyle değil miydi? bir âyet meali şöyledir:
    (allah, faizi haram kılmıştır. bundan sonra rabbinden gelen öğüde uyup da, faizden vazgeçenin geçmişteki günahları affedilir, yediği faizler geri alınmaz. helal diyerek tekrar faize dönenler ise, cehennemliktir ve orada ebedi kalırlar.) [bekara 275]

    bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (hükümsüz kıldığım ilk faiz, amcam abbas’ın faizidir. faizlerin hepsi hükümsüzdür.) [müslim]

    faiz haram edilmeden önce, hazret-i abbas haram işliyordu denebilir mi?

    kız kardeşle evlenmek caiz midir? elbette caiz değildir. peki allah ve onun resulü hazret-i âdem, bunu emrettiği zaman zinaya mı izin verildi? hüküm allah’ındır. bugün haram der ertesi gün helal eder, bugün helal der, yarın haram eder. buna hangi sebeci karışabilir ki?

    iç yağı yahudilere haram idi. sonra helal etti. yani allah dilediğini yapar. o helal dediği zaman helaldir, haram dediği zaman haramdır. mütayı da, daha önce mubah etti, sonra haram etti. daha öncekine zina demeye kimin hakkı var ki? allah’ın emrini bildirmek niye korkunç ve dehşet verici bir itiraz olsun ki? ehl-i sünnet âlimleri hiç dine aykırı bir şey yaparlar mı?
    --spoiler--
    şimdi bahsi geçen yazarın çığrıştığı alana geri dönelim, be hey adam, burada bahsedilen islam devleti, osmanlı olduğuna göre, osmanlı müta nikahını sünni inancı gereği sapıklık, haram olarak kabul edip de izin vermediği halde, sen nasıl şii devletlerle bir tutabilirsin, islam devleti işte hepsi aynı deyip geçebilirsin???
    0 ...