herşeyi zamanına göre bakıcan ağam ergonomisi de bir her muhafazakar duruş için geçerli bir arguman demek ki.
şimdi şu anda nerededir hatırlayamıyorum ama bir araştırma vardı, evrensel bir güzellik algısı var mı diye. işte bebeklere bir kaç insan gösterip tepkilerine bakıyorlar ve az çok benzer tipte insanları beğendiklerini görüyorlar. mesela kalın dudaklı, kaşları arasında belirgin bir açıklık olan vs gibi. bebekler bunlara bakarken gülümsüyorlar falan. yani daha doğarken bile içgüdüsel olarak güzel olanı biliyoruz. onu geçelim mesela denizi, yeşili bir arada gören herkes bir "vay amına koyim ya" tepkisi veriyor demek ki insnalık olara içimize yerleşmiş bir ortak ve evrensel güzellik algımız var.
ha şimdi güzel denileni 70lerdeki gibi giydirince e olmamış bu diyoruz ama. 70lerde güzel kabul edilen kadını alıp 2010a 2010 tarzında koyunca da güzel evet diyorsun.
yani öyle, herkes çağında güzel/yakışıklı falan değil. adama ne koysan yakışılı olamayacaksa bunun neoliptiği postmoderni yok amına koyayım. çirkin dediğin çirkin. öyle de kalıyor.
ha osmanlı padişahları çirkin mi; yani tablolardan/son dönemdekilerin resimlerinden bakınca aman aman yakışıklı durmuyorlar. ama dğru bir korelasyon için başka monarşilere bakmak lazım. al bak mesela princ charlesa. o da berbat. bizimkiler onun yanında baklava üstü dondurma. o derece. o derece ama adam lady dianayı götürüyordu.
yani demem odur ki, kral adam siker her türlü. kılına yününe bakmaz. vermem diyecek afrodit ise o tarihte hiçbir şekilde yoktur. götünden yeniçeriler siker vermeyeni. o sebeple sike faydası yok osmanlının dış güzelliğinin argumanı.