ilk çatışmasında, daha ne olduğunu anlamadan, kim için, ne için savaştığını dahi anlamlandıramadan, karşısındaki düşmanının gözlerinin içine dahi bakamadan, savaşı yirmi dört saat dahi yaşayamadan, feci şekilde can veren milyonlarca asker ve sivilden çok daha iyi biliyor ve anlıyor, savaşı elli yıl sonra tüm belgeleriyle inceleme şansı olan neslim.
birinci dünya savaşı patlak verdiğinde, savaşacak askerler ve geride bıraktıkları sevinç dolu bir romantizmle kahramanlık şarkıları söyleyerek güle oynaya savaşı karşılamışlar. ikinci dünya savaşını ise tüm insanlık dehşet içinde karşılamıştır.
insanın aslında nasıl bir cani ve yokedici olabileceğini, kaçıncı yüzyılda yaşarsanız yaşayın ve insanı ne kadar bilimin efendisi yaparsanız yapın, içindeki barbar tarafı yokedemiyeceğinizi size acı bir şekilde kanıtlar savaşın insanlık dışı, maskesiz, saf hali.
oxford mezunu bir dahinin dahi savaş meydanında sadece omurgasını kullanabilen bir canavara dönüşebileceğinin kanıtlandığı anlardır dünya savaşları.
dünya savaşlarını yaşamaya gerek yoktur. herhangi bir cephesinde savaşmış ve ölmüş milyonlarca askerden daha iyi bilen ve anlayan nesiliz.
